Sezgin Baran Korkmaz konuştu:Veyis Ateş, “Borcu sileceksin, bir de 10 milyon Euro vereceksin”

Sezgin Baran Korkmaz konuştu:Veyis Ateş, “Borcu sileceksin, bir de 10 milyon Euro vereceksin”

reklam"

Para verdiğim tek bir gazeteci yoktur

Organize Suç Örgütü lideri Sedat Peker’in videosu ile gündeme gelen iddialara yanıt veren Sezgin Baran Korkmaz, “Para verdiğim tek bir gazeteci yoktur” dedi.

Sözcü Yazarı İsmail Saymaz, bugünkü “Veyis Ateş olayı” başlıklı yazısında, “Sedat Peker dile getirmeseydi, siyaset-iş dünyası ve medya hattındaki kirli ilişki ağını belki de hiç bilmeyecektik. İşadamı Sezgin Baran Korkmaz’ın merkezinde yer aldığı ‘çökme’ iddiasından söz ediyorum. Korkmaz’ın yakın çevresine anlattığına göre… Bu yıl 7 Ocak’ta cep telefonu çaldı. Arayan, Veyis Ateş’ti. Ankara’da olduğunu ve çeşitli resmi görüşmeler yapacağını iddia ederek, “Haksızlığa uğradığınızı biliyorum. Vicdanım elvermedi. Devreye giriyorum. Bir klik var. Kliği çözmemiz lazım” dedi. Korkmaz, “Nasıl çözeceğiz?” diye sordu. Ateş, “Borcu sileceksin, bir de 10 milyon Euro vereceksin. Arada bazı arkadaşlar var. Hakkında medyada yapılan olumsuz algı tersine dönecek” diye yanıt verdi. Ateş’in bilmediği bir şey vardı: Korkmaz, 12 dakikalık görüşmeyi kaydetmişti. Üzerinden beş ay geçti. Sedat Peker, 2 Mayıs’ta ifşaatlarına başladı. Dokuzuncu videoda Korkmaz’a çöküldüğünü, Ateş’in arabuluculuk yaptığını söyledi ve bir ses kaydından söz etti. Demek ki kayıt elindeydi.” diye yazdı.

Saymaz’ın yazısının devamı ise şöyle:

Ateş’ten savunma istendi

Peker’in açıklamaları Habertürk TV’ye bomba gibi düştü. Televizyon yetkililerinden öğrendiğim kadarıyla Ciner Yayın Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ, aynı gün Ateş’e “Doğru mu?” diye yazılı şekilde sordu.

Ateş, kesin bir dille reddetti.

Paramount Otel’de Cihan Ekşioğlu’nun davetlisi olarak kaldığını, bu sırada Korkmaz ile tanıştığını, başka hiçbir şekilde görüşmediklerini söyledi. Korkmaz ile gazetecilik dışı ilişkisinin bulunmadığını anlattı.

Tekdağ, “Yazılı açıklama yap, yalanla. Şaibe kalksın, sana sahip çıkalım” dedi.

Ateş, hazırladığı yazılı metni Tekdağ’a gönderdi.

Girişe “Kurumuma, mesleğime ve aileme saygımdan ötürü…” diye yazıldı.

Ancak Ateş, açıklamayı paylaşmadı. Dört saat sonra Tekdağ’ı arayarak “Vazgeçtim. Peker saldırır, çocuklarıma zarar verir” dedi. Tekdağ, “Açıklamayı yapıp yapmamak senin bileceğin iş. Yapmazsan gazeteciliği sürdüremezsin, bunu da bil” dedi.

Tekdağ, Ateş’i süresiz izne çıkardı.

Ta ki Korkmaz, geçen cumartesi Yılman’a kaydı dinletene…

Ertesi gün Fatih Altaylı’yı arayana değin.

İki gazetecinin yazmasıyla iddia kamusallaştı.

Habertürk, pazartesi günü Ateş’ten savunma istedi.

Evrak salı günü Ateş’e ulaştı.

İhtimal, Ateş’in işine son verilecek.

Habertürk yetkilileri bana şunları söyledi:

“Bunu kimse kaldıramaz. İddialar gazetecilikle ilgili değil. Biz işin böyle bir boyutu olduğuna (para istendiğine) ikna olduk.”

Başkaları da dinlemiş

Bir ses kaydı var.

Üç dakikasının içeriğini Yılman’dan okuduk.

Bütününde neler konuşulduğunu bilmiyoruz.

Bazı AK Partililerin de kaydı dinlediğini işittim.

Buna rağmen Ateş susuyor.

Korkmaz ise yakın bulduğu gazeteciler üzerinden şantaja uğradığını iddia ediyor.

Basın tarihinin en büyük skandalı 

Korkmaz ve Ateş arasındaki görüşme, içeriği doğruysa, Türk basın tarihinin en büyük skandalı olarak anılacak. Bu skandalın siyasi sonuçları da olacak.

Çünkü Ateş’in bazı klik ve lobiler adına arabuluculuk yaptığı iddia ediliyor.

Kimdir bu klik ve lobiler?

Bakanlar mı, siyasiler mi, bürokratlar mı, yargıçlar mı, avukatlar mı?

Ya da hepsi mi?

İşadamlarına çökmek için kasıtlı soruşturmalar açılıyor veya bu süreçler bürokratik çetelerce şantaj ve zenginleşme amaçlı mı kullanılıyor?

Ateş, iddiaları yanıtlamak için artık bir saniye bile beklememeli.

Aynı şekilde Korkmaz, varlığını bana da doğruladığı ses kaydını bugünden tezi yok savcılığa sunarak, suç duyurusunda bulunmalı.

Savcılığa güvenmiyorsa kayıt ve dilekçenin bir örneğini benimle paylaşabilir.

Söz, yayınlayacağım.

Yargının elleri önden bağlı 

Bir işadamı şantaja uğradığını ileri sürüyor.

Altaylı ve Yılman iddiayı yazıyor.

Savcılık kılını kıpırdatmıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ellerini arkadan bağlayarak yürüdüğünde…

CHP’liler “128 Milyar Dolar nerede?” yazılı pankartı astığında…

Boğaziçi Üniversiteliler partili rektörü protesto ettiğinde…

Bir esnaf “Açım!” diye bağırdığında dibinde biten yargı, Peker’in açıklamaları ve Korkmaz’dan 10 milyon Euro istendiği iddiası karşısında ölü numarası yapıyor.

Sonra da “Peker neden bu kadar izleniyor?” diye soruyorlar.

Savcılıklar iddiaları soruşturmazsa…

TBMM, komisyon kurmazsa…

Basın yazmazsa…

Elbette ki yurttaş ‘yeraltından’ gelen sese kulak kesilecektir.

’12 gazeteciye para verdiğim iddiası yalan’

Veyis Ateş olayı sonrası 12 gazetecinin Korkmaz tarafından maaşa bağlandığı iddia edildi.

Dün Korkmaz, beni aradı.

“Tamamı yalan” dedi ve ekledi:

“Para verdiğim tek bir gazeteci yoktur. Bu çok ayıp ve yalan. Ben gazeteciye para vererek onları ve kendimi kirletmem” dedi.

Hakim ve bürokratlara para verme iddiasını da yalanladı.

Korkmaz’a suç duyurusunda bulunması gerektiğini ifade ettim.

SBK’nın Brunson girişimleri

Korkmaz’ın Türkiye ile ABD arasında krize neden olan Rahip Andrew Brunson’un tahliyesi ve ülkesine dönmesi için sıra dışı bir gayretinin olduğunu öğrendim.

Brunson’un avukatı İsmail Cem Halavurt, sorularımı yanıtladı.

Korkmaz ile nasıl tanıştınız?

O günlerde Brunson ev hapsindeydi. Korkmaz’ın avukatı “Görüşmek istiyoruz” dedi. Korkmaz, “Brunson’un hapiste kalmasını isteyen devlette klikler var, bunlarla mücadele ediyoruz. Brunson, A Haber’e çıkıp ‘Türk halkını seviyorum, iddialar doğru değil’ desin” dedi. “Ne faydası olacak?” diye sordum. “Klikler arası çatışma var, elimiz güçlenir” dedi.

Brunson’a ilettim. “Bence yapma” dedim. ABD’de hukuk bürosunu aradılar. “Kesinlikle yapmayın, uzak durun” dediler. Ertesi gün duruşmaya çıktık. Korkmaz da geldi. Sivilleri almıyorlardı. Bir şekilde girdi. Çıkışta ben açıklama yaparken, “O kadar çaba sarf ettik. Korkmaz’ın katkılarıyla oldu” dememi istedi. “Etmem” dedim. Brunson’un eşine yaklaşmaya çalışıyordu.

Uçağını Brunson’a tahsis ettiği doğru mu?

Tahliyeden bir önceki celse bana bir uçak kiralama faturası gösterdi. Brunson, onun uçağına binmedi.

Bronson ile tanışıyorlar mı?

Bir kere Korkmaz, arabulucu Katolik bir papazla Brunson’un evine geldi. Görüşmenin içeriğini bilmiyorum. Brunson temkinli ve soğuktu. Korkmaz, Amerika ile bağ mı kurmaya çalışıyordu, anlayamadım. Brunson meselesine dahil olmaya çalıştı. İstediği sonucu alamadı.

ABD’deki davasını çözmek için Brunson’u kurtaran adam görüntüsü vermek istemiş olabilir mi?

Sanırım, öyle. Osman Kavala’yı da dert etmişti. Bu davaya avukat olarak girmemi istedi. Yine ABD Büyükelçiliği’nde görevli Metin Topuz’un davasına girmeye çalışıyordu. O da olmadı.

reklam
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?