Gazeteci Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına karar veren İstanbul 16. Sulh Ceza Hakimliği, kararında, Öngörülen cezanın alt ve üst sınırı nedeniyle kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle bu aşamada adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı, tutuklamanın ölçülü olduğu kanaatine varıldığı ifadelerini kullandı.
Katıldığı programda kullandığı atasözü nedeniyle gece geç saatlerde gözaltına alınan ve sabah çıkartıldığı savcılık tarafından tutuklanması istemiyle nöbetçi sulh ceza mahkemesine sevk edilen Kabaş, tutuklanarak cezaevine konuldu.
Tutuklama kararını veren İstanbul 16. Sulh Ceza Mahkemesi’nde, savcılıktaki sorgusunu tekrarlayan Kabaş, “Sözün orijinali bir atasözüdür. Hatta sözün orijinalini de değiştirerek sarf ettim. Bundan da anlaşılacağı üzere hakaret kastım yoktur. Kast etmek istediğim toplumu kucaklayan birleştirici bir üslup olması gerektiğidir” dedi.
Kabaş’ın avukatı da AİHM kararlarından örnekler vererek, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçundan tutuklama kararı verilemeyeceğini belirtti.
Buna karşılık, hakimlik, tutuklama kararı verdi. Kararda, video kaydının izlenmesi sonunda “hakaret” kastının bulunduğu sonucuna varıldığı, eylemin televizyon programında gerçekleştirilmesi nedeniyle suçun nitelikli halinin söz konusu olduğu, suç işlendiği konusunda kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu, kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı düşünüldüğünde kaçma ve saklanma ihtimalinin yüksel olduğu, bu nedenle tutuklamanın ölçülü görüldüğü değerlendirmesini yaptı.