Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyon belgesini açıkladı. Erdoğan, başörtüsü teklifinin haftaya Meclis’e getirileceğini belirtti. Erdoğan, “Aileyi sapkın akımlardan koruyacak yeni bir anayasa değişikliği teklifi hazırladık” dedi. Erdoğan, yakında Kanal İstanbul’un çalışmalarına başlanacağını duyurdu. Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunun ilk hedefinin özgürlükçü ve sivil bir anayasa olduğunu dile getirdi.
Türkiye Yüzyılı vizyon belgesi 16 ana başlıkta sıralandı.
Erdoğan, Ankara Spor Salonu’ önünde duran vatandaşlara, “7 ay içerisinde durmak yola devam. Hazır mısınız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet… Bir olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kimse bizi bölemeyecek. Yeter ki biz birbirimizi Allah için sevelim” dedi.
Toplantıya muhalif gazetecilerin ve medya kuruluşlarının da davet edilmesiyle gündeme gelen Türkiye Yüzyılı toplantısında protokol sırasının da yer almayacağı belirtildi. AKP’nin Twitter hesabından yayımlanan canlı yayında partinin logosu yerine ‘Türkiye Yüzyılı’ logosu kullanıldı.
Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
“Aziz milletim, MHP’nin saygıdeğer genel başkanı, merhametin, hayatın sembolü saygıdeğer hanımefendiler, gözümüzün nuru geleceğimizin teminatı kıymetli gençler, bugün bu salonda bizlerle yüz yüze birlikte olan, çeşitli medya mecralarından bizleri takip eden muhterem kardeşlerim, Cumhur İttifakı’nın değerli mensupları sizleri selamlıyorum.
Cumhuriyetimizin birinci asrının son yılına girmeye hazırlandığımız şu günler, Türkiye Yüzyılı’nın ahdi için bir araya geldi. İnşallah cumhuriyetimizin 99. yıl dönümünün gururuyla birlikte, Türkiye Yüzyılı’nı da milli hafızamıza kazıyacağız.
Cumhuriyetimizin ilk yüzyılına Anadolu’daki özellikle Anadolu topraklarındaki 900 yıllık varlığımızı sona erdirmek isteyen bir saldırının ardından giriş yapmıştık. Osmanlı devletiyle birlikte milletimizi de topyekûn tarihe gömmek isteyenler, bu defa Çanakkale’de doğrudan karşımıza çıkmadılar. Bunun yerine Anadolu’yu işgale yeltendiler. Uzunca bir süredir devam eden savaşların yükü altında beli bükülen milletimiz yurdunu alçaklara uğratma sakın diyerek son bir silkinişle milli mücadeleyi başlattı ve zafere ulaştırdı.
Anadolu’daki üçüncü büyük devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilanıyla yeni bir döneme adım attık. Tüm sıkıntıları ve kazanımlarıyla ilk yüzyılımızı geride bırakırken önce milli mücadeledeki destansı meydan okumanın ve küllerinden yeniden doğuşun öncülerini selamlamak istiyorum.
İstiklal Harbimizin Başkomutanı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bizlere üzerinde özgürce nefes aldığımız bu vatanı armağan eden tüm kahramanlarımızı rahmetle, şükranla, minnetle yad ediyorum.
Cumhuriyetimiz maalesef bir asırlık geçmişinin önemli bir kısmında kendi içinde barışık yaşayamadı. Emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hesapları hiç eksik olmadı. Bu kirli hesaplarda kullanılan maşalar da eksik olmadı. Dün vardı, bugün de varlar…
Ülkemiz milli iradenin üstünlüğüne dayanmak yerine vesayet güçlerinin güdümünde kalan yönetimlerin elinde altın kıymetindeki yıllarını heba etti. Şehit Başbakan Menderes’in yeter söz milletin diyerek başlattığı demokrasi ve kalkınma hamlesi idam sehpasında kesintiye uğradı.
Rahmetli Özal’ın devlet millet içindir diyerek ülkeyi tekrar demokrasi ve kalkınma rotasına sokma girişimi koalisyon dönemlerinin kaosu içinde kaybolup gitti. Aynı şekilde rahmetli Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş’in başlattığı girişimler hep darbe ve vesayet duvarına çarptı.
Ülkemiz vesayet yoluyla cumhuriyet ve demokrasiyi birleştirmekten hep kaçınan ve hatta birbirinin alternatifi gibi göstermeye çalışan bir zihniyetin elinde ciddi sıkıntılar çekti.
2002 Kasım’ında işte böyle bir Türkiye mirası devraldık. Elbette cumhuriyetimizin ilk 80 yılında da başlatılan, bir kısmı neticeye ulaştırılan güzel işler vardı. Ülkemizin ulaşmış olması gereken kalkınma ve demokrasi seviyesi ile bulunduğumuz yer arasındaki fark çok büyüktü. Türkiye’yi 20 yıl boyunca hep durmak yok, yola devam diyerek büyüttük, geliştirdik, güçlendirdik, zenginleştirdik.
Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi yeri geldiğinde bize canı pahasına sahip çıkan milletimizin desteğiyle asırlık kayıpları 20 yılda telafi edecek çalışmalar gerçekleştirdik. Sanılmasın ki bu 20 yıl dikensiz gül bahçesi misalı sadece çalışmakla geçti.
Yurt içinde ve dışında emperyalistlerin, darbecilerin ne kadar aparatı varsa hepsi de üzerimize salındı. Yeri geldi bildiriler yayınladılar, yeri geldi tuzaklar kurdular. Hatta partimizi kapatmaya kalktılar.
Bunlarla kalmayıp doğrudan silaha da sarıldılar. Biz hiçbir zaman şikayet etmedik. İnancından dolayı dışlanan Müslümanın, dilinden dolayı ayrımcılığa uğrayan Kürt’ün, meşrebinden ötürü baskı gören Alevi’nin, haksızlığa maruz kalan bu toprakların evladı Hristiyan’ın, Yahudi’nin bu ülkede vesayetin gadrine uğrayan kim varsa yanında olduk, kayıplarını telafi ettik. Nesillerin hayalin olan Ayasofya’yı Fatih’in emanetine uygun şekilde yeniden cami olarak hizmet açmış olmamız bile küresel vesayete karşı gerçekleştirilmiş bir meydan okumadır.
Güvenliği sağlayarak insanımızın bu günü huzurla yaşamasını temin ettik. Ekonomiyi büyüterek, refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi tüm fertleriyle zenginleştirdik. Üretimi yaygınlaştırarak sanayinden tarıma, istihdama, işe, aşa erişimi kolaylaştırdık. Bayrağımızın şanını, milletimizin itibarını yükselttik. Cumhuriyetimizin ilk asrının eksiklerini giderecek, ikinci asrının hazırlıklarını tamamlayacak eser ve hizimetler ortaya koyduk. Takip eden değil, takip edilen bir ülke haline geldik. Türkiye Yüzyılı için milletimizin karşısına işte böyle bir karneyle çıkıyoruz. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle inşa edeceğiz.
Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, borcun ifası yolunda aşkla girişilmiş yeni bir gayrettir. Programımızda Cumhuriyetin yeni yüzyılına güçlü bir başlangıç yapmak istiyoruz. Vizyonunu hayata geçirme karşılığında tek arzumuz şöyle kalpten gelen ‘Allah razı olsun’ duasını duymaktır.
MHP’nin değerli genel başkan Sayın Devlet Bahçeli ve arkadaşlarına, Türkiye Yüzyılı’nın inşası sürecine Cumhur İttifakı çatısı altında verdikleri samimi ve güçlü destek için şahsım ve arkadaşlarım adına şükranlarımı ifade ediyorum.
Elbette gayret gösterdiğimiz halde hayata geçiremediğimiz işler de oldu. Ülkemizi tamamen yeni, sivil, demokrat ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma girişimlerimiz geliyor. 12 Eylül darbesi anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur. Bu doğrultuda başlattığımız girişimler muhalefetin destek vermemesi sebebiyle akim kalmıştır. Her şeyi ile milli iradenin ürünü yeni bir anayasayı ülkemize kavuşturmak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerimizdendir. Her bir vatandaşımızın özgürlüğünü garanti altına alacak şekilde hazırlayarak hayata geçirmekte kararlıyız.
Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize eğitim, sağlık, enerji, sanayi, tarım alanlarında eserler kazandırırken hayata geçiremediğimiz işler de oldu. Ülkemizi darbe anayasasından kurtararak özgürlükçü ve sivil bir anayasaya kavuşturma girişimlerimiz geliyor.
Tekliflerimiz muhalefetin destek vermemesi sebebiyle yarım kaldı. Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir Anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir.
Başı açık örtülü herkesin hakkı güvence altında olacak. Aileyi sapkın akımlardan koruyacak yeni bir anayasa değişikliği teklifi hazırladık. Önümüzdeki hafta teklifi Meclis’e sunarak ülkemizin gündeminden çıkaracağız. Ülkemizin gündeminde yoktu birileri zorla soktu. Türkiye Yüzyılı’nı ülkemizi siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, diplomatik her alanda dünyanın en büyük 10 devleti arasına çıkartarak yükselteceğiz.
Cumhuriyetimizin 99 yılını 2023’te 100’e tamamlarken bütün dikkatimizi Türkiye Yüzyılı’nın inşasına vereceğimizi herkesle paylaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın bir devrim olduğunu da paylaşıyoruz. Dünyanın krizlerle boğuştuğu bir dönemde Türkiye Yüzyılı gibi bir projeyle karşınıza çıkmak kolay değil. Öyle kritik bir eşikteyiz ki bundan sonra atacağımız adımlarla bu ligin ön sıralarında yerimizi alacağız ya da geriye düşme riski ile karşı karşıya kalacağız. Üstesinden gelinmesi zor bir yükün altına giriyoruz.
Türkiye Yüzyılı kimlik siyaseti yerine birlik siyaseti, kutuplaştırma siyaseti yerine bütünleştirme siyasetini, inkar siyaseti yerine kucaklama siyasetini, tahakküm siyaseti yerine özgürlük siyasetini ikame etmenin adıdır.
Türkiye Yüzyılı, hakiki icraatları samimi kabullerle buluşturmanın, insani değerleri ideolojik fanatizmin önüne geçirmenin, hakkı teslim etmeyi bağnazlığa yeğ tutmanın gerçeklere sırtını dönenlerin yönünü hakikate çevirmenin, hep birlikte daha büyük hedeflere yöneleceğimiz yeni bir başlangıcın adıdır.