Aday listeleri açıklandı.
Partilerdeki ilk reaksiyonlar bizleri şaşırtmadı.
Önemli bir kısım burun kıvırdı listelere.
“Emek” başlığı altında eleştiriler birbiri ardına gelmeye başladı.
Normaldi.
Birçoğu zaman ayırmıştı, emek vermişti, para harcamıştı çünkü.
Ama yüzlerce insan arasından sadece 13 kişi temsil edecekti Mersin’i.
Yani bu yola çıkarken matematik belliydi aslında ama siyasetin illüzyonu adayın en büyük düşmanıydı ve kulağına tek bir şey fısıldıyordu:
“Tabi ki sen hak ediyorsun”
Neyse bu illüzyon bitti ve herkes uyandı.
Bir tarafta eleştiriler, isyanlar, karalamalar.
Bir tarafta da itidalli duruşlar, bir başka bahara atıflar, mücadeleye devamlar.
İlginç bir seçim bekliyor bizleri açıkçası.
Daha önce eşine rastlanmamış bir ittifaklar modeli var elimizde.
Gelelim listelere.
Partiler içinde en tecrübeli ve en dengeli liste İYİ Parti’ye ait gibi görünüyor.
İki kurt politikacı ile çıkacaklar yola.
Merkezin adayı olmasalar da Burhanettin Kocamaz ve Ali Er geleneksel siyasetin önemli isimleri. Aralarına aldıkları genel merkez yöneticisi ise dikkat çekici bir isim. Almanya’da iş yaşamını sürdüren Kürt politikacı Mühendis Aydın Enes Seydanlıoğlu. Mersin’deki Kürt oyları için ayrı bir tercih alanı oluşturabilir bu isim. Kadın kotası nedeniyle 5. sıraya düşen Özer Özel ise bu sıralamayı içine sindirir ve çalışırsa kendi seçim bölgesi olan Silifke yani ikinci bölgeden partisine katkı sağlayabilecek bir politikacı.
Millet İttifakı’nın lokomotifi olan CHP’de ise liste sonrası klişeleşmiş bir atmosfer var. Bu eleştirilerin bazıları tutarlı, bazıları ise duygusal zeka ürünü.
Mesela Mersin için ittifak adayı gerekli miydi?
Ülke siyasetinde her dönem kendini konuşturan, özel bir dokusu olan Mersin’de özellikle CHP gibi kırılgan bir yapı içine ittifakın diğer unsurlarını dahil etmek, sorunun uzamasına ve hazmın zorlaşmasına katkı sağlamaktan başka bir şey yapmadı bana göre. Ama ittifakların zaten kaderi buydu.
İş insanı Gülcan Kış ve Esnaf Odaları Başkanı Talat Dinçer’in adaylıklarına olan yaklaşımı ne yazık ki tutarsız ve duygusal buluyorum. 3 dönem partisinden meclis üyesi olmuş, başkan vekilliği yapmış, komisyonlarda dirsek çürütmüş birini “partiye ne kadar emeği var” diye sorgulamak Gülcan Kış’a ayıp etmek olur. Keza Hacı Özkan in AKP listesinde olmadığı. Bir iklimde CHP’nin Talat Dinçer tercihine sağcı aday muamelesi yapmak yerine esnaf örgütleri üzerinden değerlendirmek daha akılcı. Daha öncede yazmıştım ve yine tekrar ediyorum bu seçimin stratejisinde oy geçiskenlikleri büyük önem taşıyor. Sinan Ateş’in eşi ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu, eğer Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim stratejisinin bir parçası oluyorsa, bunun aday listelerine yansıması anlaşılır ve doğal bir sonuçtur. Bir de çok tartışılan 5. sıra adayı var. Hasan Ufuk Çakır. Birçok partilinin tanımadığı ve tanımlayamadığı bir isim. Ve onun adaylığına nelerin ve hangi gerekçelerin vesile olduğunu, seçimi domine edecek bir sıraya neden konulduğunu da henüz anlamış değiliz.
AKP listelerine baktığımızda ortada ironik bir tablo var. Kürsat Tüzmen, Zafer Çağlayan ve Lütfü Elvan’dan sonra Nurettin Nebati ile yine bir ekonomi kurmayı daha kapımızı çalıyor.
Ne var ki Mersin bitmemiş ve başlamamış yatırımları ile nam salmış bir kent. İnsanın aklına “Mersin yoksa AKP’nin sürgün yerimi ?” sorusu geliyor. “Yani bu kadar ekonomik kurmay eskitmiş bir ilin hali böyle mi olmalı” diyor insan. Eski vekillerinden arınmış ve istifa eden İl Başkanı Cesim Ercik’in bile kaale alınmadığı liste ne kadar Mersin’i ve teşkilatlarını temsil eder onu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum
MHP’de ise ilk sıra sürpriz bir isme emanet edildi. Baki Şimşek’in yerine getirilen Levent Uysal İş insanı, Eğitimci ve Tarsuslu. Birçoğumuza dijital platformdaki videolarıyla ulaşmıştı Uysal ve sonrasında bunun ne anlama geldiğini anladık. Sürpriz oldu açıkçası.
Bana göre değil fakat genele göre asıl sürpriz ise Olcay Kılavuz’du. Bahçeli yönettiği maçı ince ince doğrayan hakemler gibi Kılavuz’u oyun dışına gönderdi. Beklenen isim MYK üyesi Serdar Soydan ikinci sırada yer aldı. Seçim bölgesinde sevilen bir isim olan Mustafa Akın’a ise büyük umutla bakıyor partilileri ama geçtiğimiz dönem ikinci milletvekilini son anda çıkaran MHP ve Akın için bu seçim çok daha zor olacak .
Ve HDP… Üzerinde fazla konuşulacak ve tartışılacak bir liste değil. İdeolojik kimlikteki bir yerde sesler ve itirazlar pek yükselmez. HDP’nin sadece içindeki mütedeyyin kürtleri konsolide etmesi gerekiyor. Özellikle AKP’nin bu oylar üzerinde HÜDA-PAR’ın kontenjanından 4. sıraya yerleşen Faruk Dinç ile hamle yapacağı düşünülüyor. Öte yandan İYİ parti de bu aritmetiği ikinci sıraya koyduğu Kürt mühendis Aydın Enes Seydanlıoğlu ile lehine çevirmeye çalışacak.
Tarihin en itiifaklı seçimi öncesi eksen değişiklikleri ve aday tercihleri elbette listelerde krize neden olacaktı, küskünlükler yaratacaktı. Sürpriz değildi. Öylede oldu. Partilerin birbirlerinin tabanına göz diktiği şu süreçte artık sağın solun kalmadığı bir seçim izleyeceğiz. Çünkü bu seçimin karakteri bu. Kimse kendine, partisine, sisteme kızıp zaman ve enerji kaybetmesin. Birinin kalmak diğerinin gelmek için her yolu deneyeceği sert bir seçime hazırlanıyoruz çünkü.