Emlak krallığından ikinci kez ABD başkanlığına: Donald Trump

Emlak krallığından ikinci kez ABD başkanlığına: Donald Trump

reklam"

47. ABD Başkanlığı için zaferini ilan eden Donald Trump, hem siyaset hem de iş dünyasındaki sansasyonel söylem ve eylemlerinin yanı sıra hakkında açılan davalarla da gündemden düşmedi. ABD başkanlığına seçilen Trump, dış politikada Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Kiev yönetimine verilen güçlü desteği sorgulayarak savaşın bitirilmesi için Rus lider Vladimir Putin’le iyi ilişkiler geliştirileceğini savundu.

78 yaşındaki Trump, salıncak eyaletler North Carolina, Pensilvanya ve Georgia başta olmak üzere 26 eyalette Demokrat rakibi Kamala Harris’i yenilgiye uğratarak seçimi önde bitirdi. Trump, Ocak 2025’teki yemin töreninde ülkenin 47. başkanı olacak.

Emlak krallığından 2016 yılında ABD başkanı seçilmesine uzanan ilginç hayat hikayesiyle tanınan Trump, başkanlığı sırasında aldığı tartışmalı kararlardan hakkında açılan davalara kadar birçok ilke imza attı.

Başkanlığının son aylarında dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının gölgesinde girdiği 2020 başkanlık seçimlerini kaybeden Trump, seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla sonuçlara itiraz etmişti.

Özellikle destekçilerinin 6 Ocak 2021’de düzenlediği Kongre baskını, ABD tarihinde ilk kez Cumhuriyetçi ile Demokrat seçmenler arasında siyasi kutuplaşmanın derinleşmesine neden olmuştu.

TİCARETİN KALBİNDEN GELİP SİYASETİN MERKEZİNE OTURDU

Emlak kralı Fred Trump’ın 4’üncü çocuğu olarak 14 Haziran 1946’da New York’ta dünyaya gelen Donald Trump, askeri akademiden sonra Pensilvanya Üniversitesi’nde işletme eğitimi aldı.

Aile şirketinin yönetimini 1971 yılında babasından devralarak daha da büyüten genç iş insanı, iş dünyasında, eğlence sektöründe ve medyada adından sıkça söz ettirdi, bir süre kendi hazırladığı Çırak isimli televizyon programının sunuculuğunu yaparak dünya çapında tanınırlığını artırdı.

İlk olarak 2000 yılında Reform Partisi’nden siyasete atılan Donald Trump’ın başkanlığa aday olma hevesi kısa sürede son buldu. Trump, 2016’ya kadar siyasette ciddi bir varlık göstermedi.

Yıllarca Forbes dergisinin “Dünyanın En Zengin 400 İnsanı” listesinde yer almayı başaran Trump, 2016 yılında yeniden siyasete döndü.

Cumhuriyetçi Partinin başkan adayı olan Trump’ın, Demokrat Partinin adayı Hillary Clinton’un karşısında yarışı kazanması, çoğu çevreler tarafından düşük olasılık olarak görülse de ünlü iş adamı bu seçimde, 45’inci ABD başkanı olmayı başardı.

İLK DÖNEMİNDE ALDIĞI KARARLAR VE UYGULAMALARIYLA TARTIŞMA KONUSU OLDU

Donald Trump, başkan seçilmesinin ardından kendine özgü tarzı ve aldığı kararlarla, ülke gündemini devamlı meşgul etti.

FBI, CIA gibi kurumlarla ve Pentagon’daki generallerin bir kısmıyla uzun süren anlaşmazlıklar yaşayan Trump, ABD Gizli Servisi’nin yakın koruma hizmetini kabul etmedi ve danışmanlarından habersiz, kararlarını sosyal medyadan duyurdu.

Trump’ın bu tutumu, böylesi bir başkanlık tarzına alışık olmayan başkent çevrelerinde eleştiri konusu oldu.

Washington bürokrasisiyle yaşadığı anlaşmazlıkların yanı sıra Trump, uluslararası alanda da Avrupa Birliği ülkeleri ve özellikle Çin ile ilişkilerin gerilmesine neden olan uygulamalara imza attı.

Trump’ın, ABD’nin İsrail büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve bazı Müslüman ülke vatandaşlarının ABD’ye girişine kısıtlamalar getirmesi, en çok tartışılan dış politika kararları arasında yer aldı.

ABD Başkanı ayrıca İran ile yapılan nükleer anlaşma, iklim değişikliği için imzalanan Paris Antlaşması ve Trans Pasifik Ortaklığı gibi anlaşmalardan ABD’nin tek taraflı olarak çekildiğini duyurdu.

Trump, uyguladığı yüksek ithalat vergileriyle Pekin yönetiminin ABD pazarındaki hegemonyasını kırmaya çalışırken, diğer taraftan Kuzey Kore’nin lideri Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile görüşerek samimi pozlar vermesi ve Meksika sınırını metal levhalarla tamamen örmeye çalışmasıyla tepki topladı.

TRUMP İLE PUTİN’İN İLİŞKİSİ

2014’te 298 kişinin hayatını kaybettiği “MH17” sefer sayılı uçağın Ukrayna-Rusya sınırına 40 kilometre mesafede düşmesinin ardından Kiev, olaydan Rusya’yı sorumlu tutarken, Trump, henüz ABD Başkanı değilken 2015’te, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kendisine bu işin arkasında olmadıklarını söylediğini anlattı.

2016’daki başkanlık seçimlerinin kampanya sürecinde de Putin ile temasta olduğunu belirten Trump, Rus liderin kendisine “dahi” dediğini söyledi.

Trump ve Putin, 2018’de Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de bir araya geldi, 2 saati bulan görüşmeye sadece tercümanlar katıldı.

Burada yapılan basın toplantısında Trump, Rusya’nın 2016 başkanlık seçimlerine müdahale ettiğine ilişkin Amerikan istihbarat örgütlerinin raporlarına “büyük güven” duyduğunu ancak Putin’in, Rusya’nın seçimlere müdahalede rol almadıklarına dair sözlerini “inanılmaz derecede güçlü” bulduğunu ifade etti.

Trump’ın bu söylemleri ABD basınında tepki topladı ve kendisi “Putin’e fazla taviz vermekle” eleştirildi.

Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 

TRUMP’IN, BAŞKANLIK GÖREVİNDEN AYRILDIKTAN SONRA DA PUTİN İLE GÖRÜŞMEYE DEVAM ETTİĞİ İDDİASI

Öte yandan, Trump’ın, 2020’de başkanlık seçimini kaybetmesinin ardından da Putin ile ilişkisini sürdürdüğü iddia ediliyor.

ABD’li gazeteci Bob Woodward’ın “War” isimli kitabın Trump’la ilgili bir bölümünde eski Başkanın, Covid-19 salgınının en yoğun zamanında kendi kişisel kullanımı için ayrılan paydan Putin’e gizlice Covid-19 test kiti gönderdiği iddia edildi.

Woodward ayrıca, görevinden ayrıldıktan sonra Trump’ın, Putin’le en az 7 telefon görüşmesi yaparak Rus liderle iletişimini sürdürdüğünü öne sürdü.

Putin ile “çok iyi bir ilişkiye” sahip olduğunu defalarca dile getiren Trump, Woodward’ın iddialarının asılsız olduğunu ancak Putin’le görüşmenin ABD için akıllıca bir iş olacağını kaydetti.

Trump ayrıca Putin için “Rusya’nın hiç bu kadar saygı duyduğu bir başkanı olmamıştı” ifadesini kullandı.

UKRAYNA’DAKİ SAVAŞI SONLANDIRMA SÖZÜ

Trump seçim kampanyası sırasında da Rusya-Ukrayna Savaşı’nda tarafları masaya oturtmak istediğini belirterek, seçilmesi halinde Ukrayna’daki savaşı ertesi günü sona erdireceği vaadinde bulundu.

ABD ile başkanlık seçimlerinden sonra etkileşime açık olduklarını dile getiren Putin, seçimlerin ardından ikili ilişkilerin yönünün ABD’ye bağlı olduğunu vurguladı.

Öte yandan, Ukrayna’daki ölümlerin ve yıkımların sürmesini savaşın devam etmesine bağlayan Trump, Zelenskiy’yi “tarihteki en büyük pazarlamacı” olarak nitelendirerek, “Zelenskiy’nin ABD’ye her gelişinde 60 milyar dolar alıp gittiğini” ifade etti.

KÜRTAJ HAKKI VE YASA DIŞI GÖÇMEN MESELESİ

Yeniden ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın seçim kampanyası döneminde en çok eleştiri aldığı konulardan biri kürtaj hakkı meselesi oldu.

Kürtaj konusunda daha önce 15 hafta sonrası için ülke genelinde bir yasağı savunan Trump, 8 Nisan 2024’te bu konuda kararın her eyaletin inisiyatifine bırakılması gerektiğine inandığını söyledi.

ABD’nin güvenliğini tehdit eden en büyük sebepler arasında gösterdiği yasa dışı göçmenleri sürekli gündeme getiren Trump, Meksika sınırından ülkeye sığınmak için giriş yapanlar arasında birçok “katil, tecavüzcü ve uyuşturucu kaçakçısı” olduğu iddialarını dillendirdi.

Joe Biden yönetimini, ülke sınırlarını güvensizleştirmekle suçlayan Trump, Ulusal Muhafızları ve yerel kolluk kuvvetlerini yasa dışı yabancı çete üyelerini ve suçluları hızla ortadan kaldırmak için görevlendireceği vaadinde bulundu, ayrıca “liyakate dayalı” bir göç sistemi sağlama sözü verdi.

TRUMP’IN EKONOMİK VAATLERİ

Ülke ekonomisinin Demokrat Parti yönetiminde kötü idare edildiğini savunan Trump, göreve geldiği ilk günden itibaren enflasyonu iyileştirmeyi planladığını duyurdu.

Yeniden başkan seçilen Trump, yeni tarifeler uygulamayı, vergi indirimlerine gitmeyi ve fosil yakıt üretimini artırmayı hedefliyor ve “adil ticaret, vergi kesintileri, regülasyonların azaltılması ve enerji bolluğunun birleşiminin” ABD’de daha fazla malın daha iyi ve daha ucuza üretilmesini sağlayacağını savunuyor.

“Önce Amerika” yaklaşımıyla bilinen Trump, ABD’nin çıkarlarını desteklemek için ticarette korumacı bir duruş sergilemeye devam edecek.

Başkan olduğu 2018’de Çin’den ithal edilen ürünlere tarife uygulayan ve ABD’nin müttefikleri de dahil diğer ülkelerden ithal edilen çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergileri getiren Trump, başkanlık koltuğuna ikinci kez oturduğunda ek tarifeler uygulayacağının sinyalini verdi.

Trump, Çin menşeli mallara yüzde 60, diğer ülkelerden ithal edilen mallara ise yüzde 10 ila 20 gümrük vergisi uygulamayı planlıyor.

Donald Trump, Beyaz Saray’a döndüğünde Çin’in yanı sıra AB ile de ticari gerilimlerinin artma riski bulunuyor. Alüminyum ve çelik tarifeleri ile Dijital Hizmet Vergisi, Trump göreve geldiğinde Avrupa ile yeniden alevlenebilecek ticari anlaşmazlıklar olarak öne çıkıyor.

Trump ayrıca 2017 tarihli Vergi Kesintileri ve İstihdam Yasası’nın gelecek yıl süresi dolacak hükümlerini kalıcı olarak uzatmak isterken, ek vergi indirimleri uygulanması çağrısında bulunuyor.

Mevcut yasaya göre, sosyal güvenlik yardımları alan kişilerin yardımlarının yüzde 50-85’i üzerinden vergi ödemeleri gerekiyor ve düşük gelirli emekliler yüksek gelirli emeklilere göre daha düşük bir pay üzerinden vergi ödüyor. Trump, tüm bireyler için sosyal güvenlik yardımları üzerindeki vergileri de ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Ayrıca Trump, yeni görev döneminde federal kurumlar vergisi oranını yüzde 21’den 15’e düşürmeyi planlamasının yanı sıra araç kredilerindeki faizin de vergilerden düşülmesine izin vereceği vaadinde bulundu. Bunun yerli otomobil üretimini teşvik edeceğini düşünen Trump, çifte vergilendirmeyi sona erdirmek için yurt dışında yaşayan Amerikan vatandaşlarına da vergi indirimi sözü veriyor.

reklam
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?