Günlük yaşantımızda pardon dediğimiz ne çok durumlar var, bizleri fazlasıyla etkileyen ve dolayısıyla oflatıp puflatan ömrümüzün dört’te üç’ünde başarı diye sayıkladığımız dilimizden bir an bile düşürmediğimiz söylemimiz.Bizler başarıyı yakalamak istediğimizden eminmiyiz,yoksa hayallerim hedeflerim şöyle kendiyle baş başa dursun, ben ne olmak,ne yapmak istiyorum bilemiyorum,çokta önemli değil,ailemin istediği başarı dedikleri her ne ise koşup pazardan alıp geleyim, diyenlerdenmisiniz? Ya sizin hedefleriniz, hayallerinize ne oldu,bu kadar çabuk mu havlu atıp pes edeceksiniz,peki gerçekten bu siz misiniz eğer öyle ise yazık kendinizi uçurumdan aşağıya hızla attığınızın farkında değilsiniz demektir.Gelin farklı pencerelerden yaşamlarımıza bir göz kırpalım.
Bellimi olur, belki şimdilik göz kırpmayı göze aldığımız yaşamlarda elimizde sihirli değnek olmadan dünyanın her köşesinde adını bilmediğimiz destek bekleyen yaşamlara yürekten yapacağımız sihirli dokunuşlarla farkındalık yaratarak yaşama tutunma sebepleri,daha da önemlisi hedef belirleme noktasında rol modelleri ve en önemlisi zirvede olmayı başardıklarında mimarları olacağız.
HANİ… Büyüklerimiz ne olursa olsun her sözlerine biz eskiden diyerek başlar son cümleleri ise ama şimdiki nesil öylemi diye bitirdikleri ister nasihat, ister nutuk, ister fırça diye adlandırın üstü kapalı kendi düşünce ve duygularını başkalarına( Aba altından sopa gösterme) yöntemiyle darmadağın edilen sayılamayacak kadar çok bireyler var, nerede nasıl yaşadıklarını bilemediğimiz, ne kadar zor şartlarda olur ise olsun yaşamlarını devam ettirebilmek adına hiç yılmadan var gücüyle maddi manevi mücadele edenlerimizi yürekten tebrik ediyorum. Diğer pencereden baktığımızda ise tam tersi bireylerin var ettiği yaşamlar,çok sık olmasa da bazı zamanlar içerisinde karşılaştığımda kızmaktan kendimi alamadığım…
Ebeveynlerin her türlü imkanları sağladıkları, lakin doyumsuzluklarına çare olamadıkları için ‘’saldım çayıra mevlam kayıra’’der gibi serbest bıraktıklar çocuklarının ise ‘’kaf dağını ben yarattım’’edasıyla etrafına tepeden bakmayı marifet sayan,tüm imkanları olmasına rağmen kılını dahi kıpırdatmayacak kadar tembel,acizliği, muhteşem diyerek kendilerine yaşam felsefesi olarak kabul edenleri azımsamayalım. Ebeveynlerinin yoruldum yeter artık bana ne hayatımı yaşayacağım diye düşünmeye başladıkları anda… EYHAH ki EYVAH işte tam bu noktada düşüncelerini değiştirmek için acilen çözüm adaklı hamleler atmalılar, aksi takdirde, MAAZALLAH sadece kendilerini değil toplumsal olarak hepimizi yormakla kalmayıp,kendi yaşamlarıyla beraber acımasızca,intikam alırcasına bir çok yaşamı yok etmekten haz alırlar…
ALLAH KORUSUN! Kazara birde mükafat verir gibi her hangi bir yetki makamına getirildiklerinde yapabileceklerini düşünmek dahi beni ürpertiyor.
Asıl bakılması gereken pencerede ise, maddi manevi olumsuzluklar içerisinde çırpınan, yaşamak için ellerindeki yok denilecek kadar kısıtlı,bir o kadar acılarla yüklü,imkansızlıklarla hayata tutunmak için son nefeslerine kadar mücadeleden vazgeçmeyen,hayata meydan okuyan kahramanlar dediğim dramlarla dolu yaşamı olanların,biraz rahat nefes alabilmelerini sağlayabilmek ile alakalı ne yapılabiliniri düşündüğümüzde tüm dikkatlerimizi bu yaşamların üzerine yoğunlaştırmak zorunda olduğumuzun insanlığın gereklikiği vicdani borç olduğunu bilmeliyiz.
EVET… Unutmayalım ki her karanlık gecenin ardından tüm karanlıklara inat her gün (GÜNEŞ) yeniden doğar ve unutmayalım ki, tüm evreni aydınlatan (GÜNEŞ)yeni güne,yeni umutlarla herkese eşit doğar.
Saygılarımla
‘’YAŞAMA DAİR HERŞEY’’
Bütünsel yaşam uzmanı /Terapist/Uzman Eğitmen
Mercane CAN