Herkesin farklı bir bakış açısıyla kendi penceresinden oluşturduğu, doğru veya yanlış öz eleştirel yaklaşımlardan uzak, kişinin kendisine göre değişkenlik göstererek söyleme döktüğü cümle, KUL HAKKI !!
Kendimiz için gece gündüz hiç bıkmadan nutuk çekmekten vazgeçemiyoruz.
’’KUL HAKKI…
Diye soluksuz söyleniyoruz, olmasını istediğimiz, işimize geldiği gibi davranmayı her şey de olduğu gibi, kul hakkı cümlesinde söylemde kalmasını isteriz, içeriğinin ne olduğunu, bizlere ne ifade ettiğini tam anlamıyla doldurarak eyleme dönüştürmek gerektiğini biliyor olmamıza rağmen, cümleyi öyle boş hale getiriyoruz ki kendimize inanmakta güçlük çekiyoruz, yetmezmiş gibi herkesin inanmasını bekliyoruz.
En önemlisi kendi, kul hakkımıza şuursuzca müdahil oluyor ve bunu yaparken doğru yaptığımızı övüne, övüne anlatıyoruz, hakkımız olmasa da yükseklere tırmanmak adına, öncesini sonrasını düşünmeden tasarlayarak beklediğimiz yaratımlarımızda…
’’KUL HAKKI’’
Cümlesinin gerçek anlamıyla, kul hakkına girmeden, hakkı, hak edene verebiliyorsak eğer ne mutlu bizlere.
Gücümüzün yetmediği yerlerde dilimize doladığımız marifetmiş gibi sürekli kul hakkı diyerek söylem dilimizde maneviyatla duygularımızın herkese eşit aktığını söyleniriz poliyannacılık oynayarak.
Üstelik asıl olan…
Öz eleştiriden cesaretle yaptığımız analizlerimizin sonuç noktasın da gerçeklerden ne kadar uzaklaştığımızın farkında olduğumuzu haykırmak istiyor olmakla beraber, kimsenin duymadığı iç sesimizle çığlık atarız ısrarla…(KUL HAKKI,KUL HAKKI)
Diyerek nefesimiz tükenircesine anlatmaya çalışırız ömrümüz yettiğince.
“Ne ile gelirsen gel lakin karşıma Kul hakkıyla, gelme nasihat cümlesine ilaveten, atalarımızın kul hakkının nasıl algılandığını anlatan,(Kendine müslüman, başkasına gavur olma )anlamlı deyimini hatırlatıp, ne kendimize, ne başkalarına…
“KUL HAKKI !!
Bilincinde olmak, sadece ve sadece…
Sözde değil, özde !
“İNSAN” olmayı başarabilmektir.

Saygılarımla

‘’YAŞAMA DAİR HERŞEY’’

B. Yaşam uzmanı/Uzman Eğitmen Mercane CAN

Mersin Gerçek Haber