Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde Çin aşısı CoronaVac ile ilgili 50 milyon dozluk bir anlaşmaya varıldığını açıkladı. Hali hazırda aşının faz-3 çalışmaları Türkiye’de de başladı. Çalışmalarda 12 bin 450 kişinin aşılanması planlanıyor. Peki aşıyla ilgili ne kadar bilgiye sahibiz?
Çin’den alınan aşı vatandaşlara ücretsiz olarak uygulanacak.
Aralık ayında en az 10 milyon doz aşı alımı hedefleniyor.
Türkiye’ye ulaştığında iki haftalık inceleme sürecinden geçtikten sonra vatandaşlara uygulanmaya başlanacak.
Tıp dergisi Lancet’te yayınlanan bir makaleye göre aşının güvenli olduğu kaydedildi.
Makalede iki CoronaVac dozunun 18-59 yaş aralığındaki yetişkinlerde iyi tolere edildiği ve orta derecede bağışıklık oluşturduğu ifadelerine yer verildi. Ancak aşıyla ilgili vatandaşların kafasında birçok soru işareti var. Aşının yan etkileri neler? Neden Pfizer/Biontech ya da Moderna aşısı değil de Çin aşısı? Aşı yeteri kadar etkinlik sağlıyor mu?
Sözcü’den Merthan Sümbelli, tüm bu soruları Enfeksiyon Hastalık Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a sordu.
1) Çin menşeli aşı CoronaVac hakkında yeterince bilimsel veriye sahip miyiz?
Vatandaşların akıllarındaki en büyük soru işaretlerinden biri aşı yeterince güvenilir mi? Konuyla ilgili aşı çalışmalarında faz-3 aşamasının önemli olduğuna dikkat çeken Prof Dr. Mehmet Ceyhan “Aslında bütün aşılarla ilgili bazı bilgiler açıklandı ama bu açıklanan verilerin bir çoğu bilimsel veri şeklinde değil de maalesef daha çok firmaların ya da aşıyı geliştirenlerin basın açıklamalarıyla oldu. O yüzden aşıyla ilgili bilinmeyen noktalar var. Çin aşısının etkinliği ile ilgili açıkçası çok bir veri yok. Henüz Türkiye’deki çalışmaların hiçbiri tam anlamıyla neticelenmiş değil.
Çin aşısıyla ilgili Türkiye’de iki çalışma yapıldı. Sağlık çalışanları üzerinde yapılan çalışmaların henüz ortasına bile gelinmedi. 12 bin kişilik genel halk üzerinde çalışmaya zaten yeni başlandı. O yüzden elimizde bu aşının etkin olduğuna dair sadece faz 2 çalışmaları var. Onlar da birkaç yüz kişiye yapılır ve sadece bir fikir verir. Esas yüz binlerce insan üzerinde yürütülen faz-3 çalışmaları önemlidir.” ifadelerini kullandı.
2) Neden diğer aşılar değil de CoronaVac?
Biontech/Pfizer ve Moderna aşılarının yüzde doksan oranında etkin olması tüm dünyada heyecan uyandırdı. Ancak bu iki aşının da lojistik ve dağıtım aşamasında ciddi zorlukları var. Bu aşıların uygulanabilmesi için gelişmiş depolama tekniklerine ihtiyaç var. Şu an geliştirilen aşılar arasında Türkiye’nin yalnızca ‘inaktif’ aşıları kullanabileceğini belirten Ceyhan “İnaktif aşılar özel dağıtım koşulları gerektirmez. Çin’den alınan inaktif aşının Biontech/Pfizer ve Moderna aşılarından fiyat olarak da çok bir farkı yok. Amerikan Pfizer şirketinin mRNA aşısının -70 derecede saklanıp uygulanacağı noktaya gönderilmesi gerek ve orada da -70 derecede tutulması gerek.
Bu çok maliyetli. Sayın Bakanın açıklamasına göre Çin aşısıyla ilgili 50 milyon dozluk bir anlaşma yapıldı. Bakan da zaten ‘Biz Çin aşısı alacağız. Diğer aşılar da hazır olduğunda ruhsat için başvurur ve eczaneler üzerinden paralı olarak satılır’ dedi. Fakat Biontech/Pfizer ve Moderna aşıları için eczacının 10-15 bin dolarlık soğutma dolabı alması gerekiyor. Bu şu an uygulanabilir durmuyor” ifadelerini kullandı.
3) Yan etkileri olacak mı?
Brezilya’da aşı çalışmalarında gönüllü olan bir kişinin ölümü nedeniyle aşı çalışmaları askıya alınmıştı. Akıllara aşının yan etkilerinin olup olmadığı sorusu gelmişti. Ancak daha sonra ölüm nedeninin aşı olmadığı açıklanmış ve aşı çalışmaları tekrar devam etmişti. Aşı çalışmalarının o süreçte Türkiye’de de durdurulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, aşının yan etkileriyle ilgili “Çinlilerin yan etki konusunda faz-1 ve faz-2 çalışmalarına ait verileri var. Ancak genel anlamda inaktif aşılara baktığımızda, aktif aşılara göre yan etkilerinin daha az olduğunu görürüz.
Çünkü inaktif aşılarda vatandaşlara ölü virüs verilir. Diğer yandan inaktif aşılarda oluşan bağışıklık aktif aşılara göre daha kısa sürelidir. İnaktif aşılar en eski aşı geliştirme tekniklerinden biridir, çünkü kolay yapılır. Virüsü bir yerde çoğaltıp kimyasal bir madde ya da ısı ile öldürürsünüz sonra insanlara enjekte edersiniz” açıklamasında bulundu.
4) Aşının ürettiği antikor miktarı ile ilgili kaygılar var. Bu yerinde bir endişe mi?
Tıp dergisi Lancet’te yer alan bir makalede aşının Covid-19 hastalığını atlatan birine göre daha az antikor ürettiği belirtildi. Bunun bu aşamada bilinmesinin mümkün olmadığını belirten Ceyhan “Burada beklentimiz aşının daha kuvvetli bir bağışıklık bırakması. Ama gerçekte ne kadar olacağını daha göreceğiz. Fakat hastalık tam bir bağışıklık bırakmadığı için Çin aşısının hastalığa göre daha az antikor ürettiğini söylemek doğru değil.
Giderek artan yeni açıklanan vakalarda ikince defa hastalık geçiren vakalar da yayınlanmaya başladı. Zaten yayınlarda da ikinci defa Covid-19’a yakalananların daha ağır seyrettiği belirtiliyor. Bazı hastalıklarda hastalık aşıdan daha fazla antikor, daha yüksek bağışıklık bırakır. Bazı hastalıklarda tam tersine aşı hastalıktan daha kuvvetli bir bağışıklık bırakır. Örneğin, kızamık, kabakulak gibi hastalıkları geçirdiğinizde aşıya göre daha kuvvetli bir bağışıklık gelişir. Rahim ağzı kanseri aşısı, zatürre aşısı, menenjit aşısı hastalığa göre daha kuvvetli bir bağışıklık bırakır” dedi.
5) Aşı sayesinde virüse karşı bağışıklık kazanacak mıyız? Kimler aşı olacak?
Biontech/Pfizer ve Moderna aşılarının etkinlik seviyesine çok güvenmemek gerektiğini söyleyen Ceyhan, çalışmaların yalnızca iki haftalık verileri içerdiğini ve bu sürenin en az 3 ila 6 ay olması gerektiğini belirtti. Hastalıkla ilgili ne kadarlık bir antikor düzeyinin koruyucu olduğunun tam olarak bilinmediğine değinen Ceyhan “Bizim amacımız nüfusun yüzde 60’ının bağışık hale gelmesi. Diyelim ki yüzde seksen etkili bir aşı uyguladık.
Dolayısıyla Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde seksenini aşılamanız lazım. Bu aşılar bilimsel etik kurallara göre çocuklarda uygulanamıyor. Türkiye nüfusunun yüzde 20’sinin çocuk olduğunu düşündüğümüzde, neredeyse bütün erişkinlere bu aşıyı yapmak zorundasınız. Aşı karşıtlığı ve aşıya karşı olan güvensizlik de göz önünde bulundurulduğunda orada çok ciddi bir mücadele olacak” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DEKİ AŞILAMA İLE İLGİLİ SON DURUM
Aşılamanın devam eden aşamalarında her 500 gönüllüde ara değerlendirme raporu hazırlanıyor.
6 Kasım tarihli ara değerlendirme raporuna göre aşının önemli bir yan etkisi yok. En sık görülen yan etkiler yorgunluk (%7,5), baş ağrısı (%3,5), kas ağrısı (%3), ateş (%3) ve enjeksiyon yerinde ağrı (%2,5)
Aşılama; yüksek riskli sağlık çalışanları ve normal riskli gönüllüler olmak üzere iki aşamada devam ediyor.
Covid-19 aşısının, toplamda 12 bin 450 gönüllü üzerinde uygulanması planlanıyor.
Aşı çalışmasında, gönüllülerin bir kısmına gerçek aşı, diğer bölümüne ise plasebo veriliyor. Bu yöntem, bilgisayar programı tarafından rastgele olarak belirleniyor ve hangi gönüllüye ne yapıldığını araştırma ekibi bilmiyor.
Gönüllü vatandaşlar üzerinde yapılacak denemelerde, her 3 kişiden 2’sine gerçek aşı uygulanacak. Bu sayede gerçek aşı ile aşı olmayanlar arasında etki farkı ortaya konulabilecek.
Çalışmanın bitiminde, plasebo kolundaki tüm gönüllüler de tekrar merkezlere davet edilecek ve gerçek aşı uygulaması yapılacak.
Fiyatı ne kadar?
Reuters’ın haberine göre CoronaVac’in tek dozu Çin’de 200 yuana (yaklaşık 30 ABD Doları) mal olacak. Ancak söz konusu aşının ülkelere göre farklı fiyattan satılması da ihtimal dahilinde. Endonezya merkezli Bio Farma, aşının doz başına Endonezya’da 13.60 dolara mal olacağını bildirdi.