Yİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, FOX TV’de katıldığı Çalar Saat programında konuşuyor.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
“Asgari ücrete dün sayın Erdoğan 8 bin 500 lira açıkladı. Biz bütün hesaplamaları yapıp 9 bin 600 lira açıklamıştık. Açlık sınırı 7 bin 786 liraydı. Böyle bakınca 8 bin 500 lira tamam ama ocak ayında çıkacak o yine açlık sınırı altına düşecek. Enflasyonla mücadele edilmesi lazım. Bu süreç içerisinde de düzenli güncelleme yapılası gerekiyor. Isınma çok ciddi bir problem gıdaya erişim problem, elektrik müthiş bir problem. Ben kendim geziyorum, derin yoksulluğu yaşayan aileleri, gerçekten buzdolabını açıyorsunuz gördüğünüz manzaradan kalbiniz ağrıyor. Çocukların durumu çok kötü. Yoksul ailelerde protein almadıkları için bodurluk başladı. 1’ten itibaren obezlik başlamış durumda. Biz bunları gördüğümüz için rüzgar gülü dediğimiz projeyle okullarda sabah kahvaltısı verilsin dedik. Hiç değilse bir öğün verilsin diye teklif verdik reddedildi. Bu akıl tutulması. Eskiden sayın Erdoğan bu işleri bilirdi. Bizim yaş gurubu böyle yerlerden gelmeyiz. Bu cumhuriyet bizlerin farklı bir kazanç grubuna girmemizi sağladı. Eğitim bize bir yol açtı. Eğitimdeki objektiflik sosyal adaleti sağladı. Buna karşılık bizim bunları unutmamamız gerekiyor. Ama sayın Erdoğan maalesef saraya gitti.sa ray kendi içinde ayrı bir dünyadır. İlkeleri değerleri başkadır. Sağlı kadına sayın Erdoğan manda yoğurdu ve Medine hurması kestane balı dedi. Bunu kendisi yiyebilir. Ama dünkü Erdoğan vatandaşının bunu yiyemediğini bilen bir Erdoğan’dı, en azından bunu söylemekten çekinirdi. O kadar uzaklaştı ki o fakir evlerinde neler olduğuyla ilgili sıfır bilgiye sahip.
“KÜFE VATANDAŞIN SIRTINDA”
Küfe vatandaşın sırtında. Sayın Erdoğan beceremiyorsa gitsin. Böyle bir şey olabilir mi. Her şeyin sahibi olacaksınız, saraylarda yaşayacaksınız, sonra döneceksiniz… hani ver yetkiyi gör etkiyi idi? Gördük etkiyi işte. Varsa bir küfe kendiniz aldınız. Sizin sırtınızda varsa bir küfe içi boş. İçi dolu olan başka bir şey var. Pek çok hükümetle çalıştık, o hükümetleri acayip eleştirdik ama böyle bir israf, böyle bir şeyi anlatmam mümkün değil.
Vatandaş gerçekten çok zor durumda. Gıda fiyatları uçtu gitti, kiralar uçtu gitti. Deniliyor ki Avrupa’da da uçtu gitti. Hayır efendim. Evet pahalılık sonrası oluşan bir pahalılık var ama bizdeki en küçük bir artış yüzde 112 olmuş. Böyle bir durumda dönüp kendinize bakacaksınız. Sizin damat bakanınız gitti doğalgazla ilgili anlaşmaları bozdu, dolayısıyla ben nerede yanlış yaptım diyeceksiniz. 6 ay kaldı göreceğiz sandıkta.
Millet iradesine ‘çak’ yapıldı aslında. Biz birbirimize ‘çak’ yapmadık. Sayın Erdoğan da hapishaneye giderken ‘çak’ yapmamıştı, o zamanın vesayetçileri millet iradesine çak yapmıştı ama o çakı suratımıza tokat olarak atmıştı. Şimdi de dünün mağduru bugünün vesayetçisi gene millet iradesine gene saraçhanede yine suratımıza tokat attı. Dolayısıyla millet iradesine uzatılan her eli o millet iradesi kırar. Ben sayın Erdoğan’ı her şeye rağmen akıllı bulmuşumdur. Şimdi ‘çak yaptılar’ı söylüyorsa çok vahim. Türkiye’den kopmuştu dünyadan da kopmuş. Yahu arkadaş siz 1998’i hatırlasana. O kararın verildiğinde ne halde olduğunu hatırlasana. Biraz empati yapsana. Orada çak mak olmaz orada teselli olur, orada moral düşüklüğünü ayağa kaldırmak olur. Benim sayın İmamoğlu ve Dilek İmamoğlu’na yerimden kalkıp sarılma nedenim budur. Düşmeyeceğiz, milli iradenin temsilcisi olarak gereğini yapacağız.
ADAYLIK İÇİN İMAMOĞLU’NU MU İŞARET ETTİ?
Türkiye’de bir yargı problemi var. Ekrem İmamoğlu hakkındaki karar Sayın Erdoğan’ın kararı. Seçime giderken İstanbul’a çökme kararı. Bir sürü FETÖ iltisaklısı çıktı. Bunları işe almak konusundaki prosedürlerdeki imza sahipleri ne oldu? Erdoğan’a göre herkes terörist. Bu eylemler yarın kendilerini sorumlu hale getirecek.
Ben Ekrem Bey’e milli iradeye çökme hadisesinin karşılığı olarak ‘Türkiye’de yaşayan herkes senin yanında’ dedim. Bu sadece İstanbul’a özel bir çökme değil tüm Türkiye’ye çökme. Buna işaret ettim. Bu olaya sadece Ekrem İmamoğlu meselesi olarak bakarsak yanılırız.
“ERDOĞAN İÇİN ÇİFT TAZMİNAT ÖDEDİM”
Şiirin suç olmadığını bağır bağır söyledik. Erdoğan’a yapılan haksızlık döneminde ben DYP Genel Başkan Yardımcısı’ydım. Hakkımızda fezlekeler verildi, tazminatlar ödedik. Ben çift tazminat ödedim. O günün mağduru bugünün vesayetçisi oldu.
Başbakan olmak istememem bir feragattır. Ben bu haktan 1.5 yıl önce feragat ettim. ‘Ben aday değilim’ diyerek seçmenime ‘benim söylediklerim samimidir’ diyorum. Seçime kazanacak bir şahısla gitmeliyiz. Bunun karşılığı başbakan olmaktır.