BM Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yunanistan tahrik siyasetini bırakmalı, işbirliği ve dayanışma çağrılarımıza kulak vermeli

BM Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yunanistan tahrik siyasetini bırakmalı, işbirliği ve dayanışma çağrılarımıza kulak vermeli

reklam"

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 77. Genel Kurul görüşmelerinde konuştu. Erdoğan, Yunanistan’a çağrıda bulunarak, “Yunanistan’dan, gerginlik ve tahrik siyasetini bir kenara bırakarak işbirliği ve dayanışma çağrılarımıza kulak verilmesini bekliyoruz. Doğu Akdeniz konferansın bu amaca hizmet edeceğini düşünüyoruz. Muhataplarımızın adım atamaması kimin barış, kimin gerilimden yana olduğunu göstermektedir.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 77. Genel Kurulu’na hitap etti. Bölgesel birçok konunun ele alındığı konuşmada Erdoğan, komşu ülkelerden Rusya-Ukrayna savaşına, Çin’deki Uygur Türkleri’nden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasına ve Filistin devleti kurulmasına kadar pek çok konuyu ele aldı.

Kuzey Kıbrıs konusunda, “Kıbrıs meselesinde adil, kalıcı bir çözüme ulaşılması için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile hep iyi niyetli çaba sergiledik” diyen Erdoğan, “Bugün adada iki ayrı devlet ve iki ayrı halk olduğu bilinmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaya davet ediyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’de yaşayan Suriye vatandaşları için Erdoğan, “Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine gönüllü güvenli onurlu şekilde dönmelerini temin etmek için gerekli şartları temin etmekte üzerimize düşeni samimiyetle yapıyoruz.” dedi. Suriye vatandaşları için “100 bin briket ev inşa ediyoruz” diyen Erdoğan, “Yaklaşık 1 milyon Suriyelinin topraklarına dönmesini sağlayacak 200 bin konut inşası için hazırlıklara başladık” ifadesini kullandı.

Erdoğan, BM Genel Kurulu’na hitap etti

“Enflasyon baskısı tüm ekonomileri ve sosyal refahı menfi yönde etkilemektedir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“BM 77. Genel Kurulu’nun ülkelerimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Dönüm noktası temasını son derece isabetli buluyorum. Toplantımızı dünyamızın birden fazla tehditle eş zamanlı olarak baş etmeye çalıştığı kritik dönemde gerçekleştiriyoruz.

Koronavirüste aldığımız derslerin en başta geleni küresel sorunların çözümünde uluslararası dayanışmanın önemiydi. Türkiye olarak hiçbir ayrım gözetmeden 161 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa destek sağladık. Yerli ve milli aşımız TURKOVAC’ı tüm insanlığın hizmetine sunduk.

Paris Anlaşması’nı geçtiğimiz yıl onayladık. 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefi ve yeşil kalkınma devrimimizi ilan ettik. BM Biyolojik Çeşitliliği’nin Korunması sözleşmesinde ev sahipliği yaparak öncü rol oynamayı sürdüreceğiz.

Salgında ağır darbe alan küresel ekonominin Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte yeni şok dalgasına maruz kaldığını görüyoruz. Enerji, gıda, hammadde fiyatlarının oluşturduğu enflasyon baskısı tüm ekonomileri ve sosyal refahı menfi yönde etkilemektedir.

“Ortak gündemle harekete geçmemiz gereken bir döneme girdik”

Enflasyon baskısı dünya çapında tüm ekonomileri ve sosyal yaşamı etkilemektedir. Türkiye olarak öteden beri enerji konusunda rekabet değil işbirliği alanı olarak baktık.  Gelişmeler enerji arz güvenliğini yeniden gündeme taşımıştır. Öteden beri enerji konusuna rekabet değil işbirliği alanı olarak baktık. Bölgesel ve küresel enerji güvenliğini destekleyen pek çok projeyi hayata geçirdik. Yaşanan süreç, gıda güvenliğini de riske atmıştır.

21. yüzyılda dünya nüfusunun 5’te 1’inin açlıkla uğraşması izah edilebilir değildir. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı karanlık tabloyu umudun ışığıyla aydınlatabilmenin yegane yolu uluslararası işbirliği, dayanışmayı hakkaniyetli ve adaletli yaklaşımla güçlendirmektir. Ortak gündemle harekete geçmemiz gereken bir döneme girdik.

“Uluslararası camiadan medet umanların BM’ye besledikleri güven bu başarıyla yeniden tazelenmiştir”

Türkiye olarak Rusya-Ukrayna savaşının meydana getirdiği sarsıntılarla mücadeleyle ortaya koyuyoruz. İlk günden bu yana savaşın kazananı adil barışın kaybedeni olmayacağı düşüncesiyle hareket ettik. Yaşanan krizin çözümünde diyalog ve diplomasinin anahtar rolüne vurgu yapıyoruz.

Tarafları önce Antalya Diplomasi Forumu sonra İstanbul’da bir araya getirdik. Sayın Genel Sekreterle birlikte yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde Ukrayna tahılının dünyaya ulaşmasını temin ettik. Bu gelişmeyi sağlayan İstanbul mutabakatının ikinci ayı dolarken sevkıyatın her geçen gün ivme kazanmasını memnuniyetle izliyoruz.

Tahıl arzının sürdürülmesinin sağlanmasında kritik öneme sahip bu mutabakat BM’nin son yıllarda imza attığı en büyük başarılardan biridir. Uluslararası camiadan medet umanların BM’ye besledikleri güven bu başarıyla yeniden tazelenmiştir.

İstanbul Mutabakatı hayati önem arz eden meselelerde müzakerelerin sonuç verdiğini ispatlamıştır. Zaporijya Nükleer Santrali’ndeki kriz konusunda aynı anlayış sergilenebilir.

“Dünya 5’ten büyüktür”

Buradan uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri Türkiye’nin kalıcı barışın tesisine yönelik çabalarına samimi destek vermeye çağırıyorum. Her iki tarafa da krizden onurlu çıkış imkanı verecek makul, adil, uygulanabilir diplomatik çözümü beraberce bulmamız gerekiyor.

Tüm bu felaketler etkin çok taraflılığın BM’de de vücut bulması için daha fazla çaba gösterme sorumluluğumuzu bir kez daha hatırlatmıştır. BM’nin kapsayıcı vasfına yakışan, tüm insanlık adına ortak iradenin vücuda getirildiği bir teşkilat olarak yeniden yapılandırmamız şarttır.

Bilhassa Güvenlik Konseyi’nin etkin, demokratik, şeffaf ve hesap verebilir yapı ve işleyişe kavuşturulması insanlığın barış, adalet, refah arayışında önemli dönüm noktasını teşkil edecektir. Dünya 5’ten büyüktür ve daha adil bir dünya mümkündür gerçeğin altını her platformda en kuvvetli şekilde çizmeye devam edeceğiz.

reklam
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?