Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sona erdi. Kabine toplantısında, Covid-19 aşı programı ve bayram tatilinin süresi başta olmak üzere ülke gündemindeki konuların ele alınması bekleniyordu. Toplantı sonrası Erdoğan açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sona eren toplantının ardından yaptığı açıklamadaki konu başlıkları şöyle:
Dünyanın pek çok yerinde Koronavirüs testleri ücrete tabi iken biz salgının başından beri vatandaşlarımıza ücretsiz test hizmeti sunduk.
Aynı şekilde aşı hizmetlerini de diğer ülkeler gibi ücretsiz olarak vatandaşımıza veriyoruz. Vatandaşlarımıza, aşı randevularını kendilerini ve sevdiklerini koruma çağrısında bulunuyorum. Aşı konusunda yürütülen olumsuz kampanyaların hiçbirinin ilmi ve akli temele dayanmadığının altını tekrar çizmek istiyorum.”
Erdoğan:”(Salgın sürecindeki destekler) Doğrudan desteklerin tutarı 150 milyar lirayı aştı. Yıl sonuna kadar bu tutarın milli gelirimizin yüzde 3,5’ine ulaşmasını bekliyoruz.”
Erdoğan: “Tüm vatandaşlarımıza, 18 yaş üzerindeki herkese, aşı randevularını bir an önce alarak kendilerini ve sevdiklerini bu musibetten korumaları çağrısında bulunuyorum.”
Erdoğan: “Toprak Mahsulleri Ofisi, hasat nedeniyle haziran ayında ara verdiği, uygun fiyatlı arpa ve buğday gibi yem hammaddesi satışına temmuzda devam edecek.”
Erdoğan: “Salgın ve kuraklık nedeniyle ortaya çıkan durumu istismar ederek, hububat ile et, süt, yem fiyatlarını aşırı şekilde yükseltmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz.”
Emekli vatandaşlarımızın aylıkları ile bayram ikramiyelerini Kurban Bayramı öncesinde ödeyeceğiz. Yüzde 8,45 oranında artış yapıyoruz.
Erdoğan: “12,7 milyon vatandaşımıza 12,3 milyar lirası Kurban Bayramı ikramiyesi olmak üzere toplamda 38 milyar liralık ödeme gerçekleştireceğiz.”
Mazotta 2 lira, benzinde 2,5 lira ÖTV almamız gerekirken, mazotta 71 kuruş, benzinde 83 kuruş ÖTV alıyoruz. Her bir akaryakıt alımında vatandaşımızı litrede en az 2 lira destekliyoruz. Tüplerde ise hiç ÖTV almıyoruz. Toplam 46 milyar liralık KDV ve ÖTV vergisi gelirinden feragat ediyoruz. Avrupa’da benzinin ve motorinin hem en ucuz olduğu hem de en az vergilendirildiği ülke biziz. Vergisini düzenli ödeyen mükelleflerimize yüzde 5 gelir vergisi indirimi getirdik.
Türkiye ekonomisinin en sağlam alanlarından bir tanesi de kamu maliyesidir. Son derece güçlü bir bütçe performansı gösterdik. Vergi politikalarında gelir ihtiyacı ile vergi yükü arasındaki hassas dengeyi korumak için büyük özen gösteriyoruz. Ekonomi reform programımız kapsamında basit usulde vergilendirilen esnafımızın tüm kazançlarını vergi dışı bırakıyoruz.
Birileri ülkemizde gelir vergileri, SGK primleri yüksek, dolaylı vergilerde dünya şampiyonuyuz diyor. Tabii bunların her söyledikleri gibi bu da yalan. Türkiye’de mali idare gelirleri ve SGK primleri dahil dolaysız vergi gelirlerinin toplam vergi gelirlerine oranını yüzde 53’ten yüzde 61’e çıkardık. Aynı dönemde dolaylı vergi payını yüzde 47’den yüzde 39’a düşürdük.
Kurumlar vergisi oranını, 2023’ten itibaren yüzde 20 seviyesine indiriyoruz. Ekonomi Reform Programı’mız kapsamında basit usulde vergilendirilen esnafımızın tüm kazançlarını vergi dışı bırakıyoruz
İller Bankası’nın yurt dışı hibe ve kredi anlaşmaları, bu kaynakla 18 milyon vatandaşımıza ve 2,3 milyon sığınmacıya daha iyi altyapı hizmeti verilmesi sağlanacaktır. Yıl sonuna kadar işe alınacak her bir işçi için, asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken tüm SGK primleri ve vergileri 12 ay boyunca karşılıyoruz. Tüm işlemlerde KDV oranının yüzde 18 olduğunu varsaydığımızda, OECD ülkeleri arasında KDV oranı en düşük ikinci ülkeyiz.
Vergi gelirlemizi de sürekli artırıyoruz. Önümüzdeki en önemli sorunlardan biri yüksek enflasyondur. Geçmişte hem enflasyonu aşağıya çekmeyi hem de büyümeyi aynı anda gerçekleştirme başarısını gösterdik. Şimdi çok daha iyisini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Yüksek enflasyonla mücadele takım oyununu gerektiriyor. Merkez Bankamız bu sorunu çözmekte kararlı bir yaklaşıma sahiptir.
Fiyat istikrarı komitesini hayata geçirdik. Bir anda ortaya çıkabilen arz sıkıntılarına hızlı bir şekilde müdahale edilmesi şarttır. Aksi takdirde ülkede yaşayan her insanın mağduriyetine yol açan tablolarla karşılamamız kaçınılmaz hale gelmektedir.
Ülkemizin bir diğer önemli avantajı bankacılık sektörünün güçlü ve sağlam görünümünü korumaya devam etmesidir. TL’yi desteklemek amacıyla ilgili kurumlarımız gerekli adımları atıyor. Reel sektörümüz de döviz açık pozisyonunu azaltıyor.
Güçlü bir ekonomi için bankacılık sektörü kaynakları doğru projelere yatırım olarak aktarılmalıdır. Finansman sağlarken üretilecek katma değer, kazanılacak rekabet avantajı, oluşacak istihdam kapasitesi mutlaka dikkate alınmalıdır.
Yalnızca teminata bakılarak verilen kredilerin ekonomimize istenen katkıyı sağlamadığını görüyoruz. Tüketimi teşvik eden, cari açığı artıran, tasarruf düzeyini düşüren finansman faaliyetlerinin azaltılması gerekiyor. Biz bu kapsamda gereken önlemleri aldık, almaya devam ediyoruz. Banka kredilerinin yanı sıra, sermaye piyasası araçlarının da şirketlerimiz tarafından tercih edilmeleri gerekli alt yapıyı hazırlıyoruz. Halkımızın halk arz yoluyla finansmanlarını güçlendirmeye yönelen bu şirketlerimize sahip çıkacağına inanıyoruz.
Türk Lirası cinsi varlıkların cazibesini artıracak uygulamalar geliştiriyoruz. Kamuoyuyla 12 Mart’ta paylaştığımız ekonomi reform programını tüm paydaşlarının sıkı bir işbirliği ile çalışmasıyla hayata geçiriyoruz. Haziran ayı sonuna kadar tamamlanma süresi koyduğumuz 35 eylem başlığından 31’i bitmiş durumdadır. İlk yarı yıl için öngördüğümüz eylemleri başarıyla tamamladık.
Kamuda taşıt alımı, kiralanması, temsil ve ağırlama gibi harcama alanlarına katı sınırlama getiren tasarruf genelgemizi yayınladık. Kredi garanti fonu teminatıyla 5. ve 6. bölgelerde imalata dayalı, ihracatı önceleyen yatırımlara uzun vadeli kredi desteğini mümkün kıldık. Yeşil üretim için teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla ARGE çalışmalarını destekliyoruz. Nüfusumuzun yüzde 25’ini oluşturan 18 yaş altındaki çocuklarımızın BES’e girmesinin önündeki engellerini kaldırdık.”
Ülkemizin ve milletimizin bekasını tehdit eden güvenlik sorunlarıyla mücadelemizi kesintisiz sürdürüyoruz. Terör örgütlerine karşı tarihimizin en büyük mücadelesini veriyoruz. 28 yıl önce bugün Başbağlar’da teröristler tarafından alçakça katledilen kardeşlerimizi rahmetle yad ediyorum.
MSB, İçişleri ve MİT’le bu mücadeleyi azim ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Yurt içinde polisimiz, jandarmamız, askerlerimiz, güvenlik korucularımız, istihbaratımızla terör örgütlerini her geçen gün biraz daha geriletiyoruz. PKK’nın üst kadrosu tarihinde ilk kez Kuzey Irak’ta hareket edemez, toplanamaz ve örgütü yönetemez hale gelmiştir.
Son 6 ayda PKK’nın en üst kademesindeki isimler aynı akıbete düçar olmuştur. Yurt içinde saklanan kripto FETÖ’cülerin önemli bir kısmını belirleyerek kamudan ve toplum bünyesinden temizledik. FETÖ’yü çözme ve ortadan kaldırma çalışmalarını devam ediyoruz.
MİT, DEAŞ ile mücadele de çok sayıda örgüt mensubunun yakalanmasını sağlamıştır. Ülkemize yönelik 15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere pek çok ihanetin sorumlusu olan FETÖ’yü kökünden kazıma çalışmalarımıza da devam ediyoruz. Örgütün stratejik kurumlardaki tüm mahrem yapılarını ve arşivlerini tek tek ortaya çıkardık. Yurt dışındaki örgüt mensuplarına yönelik çalışmalar kapsamında pek çok ülkeden 100’ün üzerinde kişi Türkiye’ye getirildi. MİT, son olarak FETÖ’nün Orta Asya Genel Sorumlusu Orhan İnandı’yı ülkemize getirdi. Bu kişi Türkiye’de bulunduğu dönemde örgütün gizli yapısı içerisinde yer almıştır. Daha sonra örgütün en üst düzey yöneticileri arasına katılan bu şahıs zehirlediği beyinleri örgütün karanlık ajandasına alet etmiştir. Örgüt, mensupları arasındaki panik havasını yatıştırmak için yurt dışındaki destek kampanyalarını ve ülkemiz hakkında aleyhtarlığı artırmıştır. Bu devlete ve millete pusu kuran, ihanet eden hiçbir yapının varlığını sürdürmesine izin vermeyeceğiz.
Uyuşturucuyla mücadelede de emniyet ve gümrük teşkilatlarımızın yoğun gayretleri sayesinde çok önemli başarılara son 2-3 hafta içerisinde adım attık. Sadece son 6 ayda dün Gürbulak’ta ele geçirilen 462 kilogramlık likit eroinle birlikte gümrüklerimizde yakalanan uyuşturucu miktarı 7 tonu aşmıştır. Bu tablo Türkiye’nin kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgesindeki tüm ülkelerin gençlerinin uyuşturucudan korunmasında da önemli bir misyon üstlendiğini göstermektedir.”