Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Yürüyüşü düşünürken hep duygulanırım. Nasıl yürüdüm ben diye! Demek ki adalet duygusu bu kadar güçlü bu toplumun duygusunda. Ve bizler beraber yürüdük. Kainat adına yürüdük. Karıncası için, kurdu, kuşu için yürüdük. Çocuklarımız daha güzel bir ülkede yaşasın diye yürüdük.
Adaleti en iyi anlatan nedir biliyor musunuz? Buraya iki su getirdim. Doğanın da adaleti var değil mi? Bu Ergene Nehri’nin kaynağından, içilecek su, Allah’ın verdiği su. Bu da bizim kirlettiğimiz suç. Doğanın adaletini burada görüyorsunuz. Bu suyu bu halden bu hale kimler getirdi? Bunun sorumlusu kim? Buyurun beyler için!”
“Marmara Denizi’nde 124 tür balık vardı. Ticari anlamda söylüyorum. çoğu bitti. Kalmadı. Marmara Denizi’ni çökertme havuzu olarak kullandılar. Bütün kirlilikler oraya aktı. Deşarjın süratle ve ivedilikle durdurulması lazım. Bir yüzyıllık hedef belirlenirken o yüğzyıllık hedefe çevre hakkını yazdık. Gelecek nesillere güzel bir Türkiye bırakmak zorundayız biz. Bu topraklarda ve şanlı bayrağımızın altında yaşıyorsak çocuklarımız güzel bir doğada yaşamalı. Onların da ağacı kuşları görme hakları var. Sadece kitaplarda fotoğraflarını görmeliler. Doğa haklarını korumak adaleti korumaktır. Adalet sadece bizim için değildir, dünyanın da kainatın da haklalrı vardır. Onların da korunması lazım. Kentlere ihanet edildi. Yeşillikler yok edildi. Devasa bir kent beton ormanına döndü. Şimdi mücadele diyorum daha çok yeşil alan nasıl yaratırız diye. Önlerine engeller çıkarılıyor.”
“Dün Didim Belediye Başkanımıza 5 kişi sopalarla saldırdı. Kim biliyor musunuz? Didim’de yapılan iki tane kule var. Didim’e ihanet edilmesini istemiyor bizim belediye başkanımız. Yasa dışı yapılan yerlerin tamamını yıkacağım diyor. Sen misin yıkmak isteyen. Önce sabah gazeteci nasıl sabahsa bir sabah bir akşam var dimi onlarda, bir de Takvim var, CNN Türk var. Kanal 24 var. Böyle bir sürü var. Hepsi devletten besleniyor. Önce belediye başkanımıza iftira attılar. Sen gazetecisin kardeşim. Didim belediye başkanı tutuklandı diye yalan attılar. Öyle bir şey yok. Savcıyı tahrik ediyorlar tutuklansın diye. Peki gazete özür diledi mi? Ahlaklı adam özür dilemez mi ? Dilemediler. Bunu söylüyorum ki bakalım yarın ne yazacaklar. Bir şey yazacakları yok bunu da ben gayet iyi biliyorum. Bu belediye başkanımız direndi, yıkım ihalesi açtı, kimse korkudan giremedi. Sonunda bir cesur adamı buldular. Ve dün akşam saldırıya uğradı. Belediye başkanımızın sağlığı yerinde. Mücadelesini yapsın Didimliler için. Didim çok güzel bir yer. Eskiden bazı sorunları vardı o sorunları çözme konusunda da belediye başkanımız bütün iradesini ortaya koydu. Kendisine teşekkür ederiz.
Onlar bizim üzerimize mafyalarıyla, çeteleriyle, yer altı dünyasının beslemeleriyle gelebilirler. Sanıyorlar ki biz CHP2lilerw geri adım attırırız. Yav siz CHP’yi bilmiyor musunuz Kuvayi Milliye ruhunun bu topraklarda olduğunu bilmiyor musunuz kardeşim! Sizin feriştahınız gelse bize geri adım attıramaz. Birilerinden para alıyorsunuz saldırıyorsunuz sonra. Parayla tutulan adamlarda insanlık yoktur. Onlar kendi vicdanlarını ve beyinlerini paraya teslim etmiş insanlardır. O binaları, ruhsatı olamayan katlarını yıkacağız. Gerekirse bütün milletvekilleri olarak ellerimizde balyozla gidip onların tamamını yıkacağız. Niçin biliyor musunuz? Adalet nasıl gerçekleştirilirmiş göstereceğiz onlara. “
“Kul hakkı yiyen hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermesin, haram oya ihtiyacımız yok!”
“Kibirli davranmayı devlet politikası haline getirdiler. 19 yılda. TBMM’ni kabul ettiği kanunları yeri zamanı geldiğinde hiç uygulamadılar. Kibre bakın. 600 milletvekilinin kabul ettiği yasaları ben uygulamıyorum diyor. Anayasa’yı ben uygulamıyorum diyor. Çiftçi kardeşlerim bunu gayet iyi biliyorlar. Yürütme organı yüzde 1 paylarını vermedi. Şu anda engelli kadroları boş. 10 bin engelli kadrosu boş. Bu ne demektir? Yasama organi ne derse desin ben bildiğimi okurum! Bütün engelli kardeşlerime sesleniyorum, bu adalet midir? Kimin adına almıyorsun! O kadroları doldurmak zorundasın. Adaletin tükendiğini görüyoruz. Devlette liyakati bozduğunuz andan itibaren bürokrasiyi yapacağınız yolsuzluklara hazır hale getirirsiniz. Bürokrasiye talimat verirsiniz, ihaleyi şuna ver, ‘Efendim kanun! ‘ O zaman ihaleyi ona vereni getiririm diyor. Oluyor mu? Oluyor. Peki devletin tepesindeki kişiler yolsuzluk konusunda bürokrasiyi yönlendirip yolsuzluğu gerçekleştirirlerse Allah aşkına söyler misiniz, bu adalet midir? Vicdan bunu kabul eder mi! Nerede bu adalet. Adaletsizliğin, yolsuzluğun daniskasını yazıyorlar. Şeytanın aklına gelmeyecek yolsuzluk yöntemlerini vallahi billahi hayata geçiriyorlar.
Bir kişi düşünün karısı cumhurbaşkanı baş danışmasnı, arkeolog ama MB Banka Meclis üyeliğine seçildi. Ne işi var arkeologun Merkez Bankası’nda! Kazı mı yapacak Merkez Bankası’nda. 128 milyar doları mı arayacak? Kimsin sen, kim seni oraya atıyor? İşi ehline vermiyorsunuz!