İstiklal mücadelemizin lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Başöğretmenlik unvanı verilişinin 95. yıldönümündeyiz.
24 Kasım 1928’de Millet Mektepleri’nin açılışı ile beraber, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Başöğretmenlik unvanı verilmiştir.
Başöğretmenimiz Atatürk’ün ‘Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır’ sözünde belirttiği gibi, öğretmenlerimizin üstlendiği görev çok kutsal olmakla beraber, ülkemizi karanlık günlerden aydınlık günlere taşıma vazifesindedirler.
Milli birlik ve beraberliğimizin sağlanmasında, Türkiye’nin çağdaşlaşmasında ve aydınlanmasında en önemli rolü öğretmenlerimiz üstlenmişlerdir.
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde, öğretmenlerimiz toplumun en değerli, ekonomik ve sosyal statüleri en yüksek kesimi iken, ülkemizin 100. yılına geldiğimizde açlık sınırının altında ücretlerle çalıştırılan, ek iş yapmak zorunda kalan, açlık ve yoksulluğa mahkum ettirilen bir duruma getirilmişlerdir.
Cumhuriyetle beraber, en büyük devrim eğitim alanında yapılmış, ulusal, bilimsel, laik ve demokratik eğitim anlayışı benimsenmiştir.
Şu anda ise, eğitim alanında büyük bir yozlaşma, akıl ve bilimden uzak, Cumhuriyet devrimlerinin tek tek yok edilmek istendiği bir anlayışla eğitim politikası geliştirilmiştir.
Öğretmenlerimiz OECD ülkeleri ile kıyaslandığında sosyal ve ekonomik anlamda en geride yer almaktadırlar.
Oysaki, Türkiye’nin aydınlık yarınlarının mimarları öğretmenlerimizdir. Onlara hak ettikleri saygınlık yeniden inşa edilmelidir. Sorunlarına acilen çözüm bulunmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün laik, demokratik, akıl ve bilimin ışığında eğitim anlayışını benimseyen, ülkemizin her köşesinde fedakarca, büyük emek ve gayretle görevini yapan tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.