Yerel yönetimlerde Millet İttifakı belediyelerine yönelik engelleme girişimlerinin son örneği Mersin’de yaşandı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Vahap Seçer’in, borçlanma yetkisi talebi Cumhur İttifakı’nın çoğunlukta olduğu belediye meclisinde dördüncü kez reddedildi. Projeleri meclis engeline takılan Seçer içini SÖZCÜ HaftaSonu’na döktü. Yerel yönetim ile merkezi yönetim ilişkisinin her zaman iyi olması gerektiğine vurgu yapan Seçer, şunları söyledi:
PROJELER UNUTULDU
“Aslında amaçlar ortak. Ama işleyişte maalesef böyle olmuyor. Muhalefette olan bir belediye başkanını engelleme, destek vermeme gibi uygulamalar halen geçerli. Verilen ret kararlarının tamamen siyasi olduğunu görüyoruz. Beni engelleyen her kararın, aslında vatandaşın aleyhine olduğunu hepimiz biliyoruz.” Mersin’in yatırıma aç bir kent olduğunu ifade eden Seçer, ancak yeni yatırımların yanı sıra, merkezi hükümet tarafından önceki yıllarda başlatılan projelerin de ya çok yavaş yürütüldüğünü ya da hiç yürütülmediğini söyledi. Seçer, bunlara Çukurova Bölgesel Havalimanı, Akdeniz Sahil Yolu, Tarsus-Kazanlı Sahil Bandı, Ana Konteyner Limanı gibi projeleri örnek gösterdi. Seçer, “Bu durum mevcut siyasi iktidarın kente bakış açısını gösterir” dedi.
“ENGELLEMELERE RAĞMEN”
Cumhur İttifakı engeline rağmen geride kalan 2.5 yılda, çok önemli işler yaptıklarını anlatan Vahap Seçer, şu ifadeleri kullandı: “Bir önceki yönetimden yaklaşık 3 milyar liraya yakın bir borç devraldık. Devlette süreklilik esastır ilkesiyle bu borçları da ödüyoruz. Diğer yandan Büyükşehir Belediye meclisinde çoğunluğumuz bulunmadığından borçlanma hususunda zorluk yaşıyoruz. Tabii ki bunun arkasına sığınmıyoruz. Hizmete devam ediyoruz. 2.5 yılda sadece dünya genelinde zor fakat çok önemli bir süreç yaşandığını ve Mersin’de bu süreci başarıyla yürüttüğümüzü düşünüyorum.”
CHP’li Seçer, “İnsan odaklı hizmet ve proje üretildiği için belediyecilikte ‘Benim yapacağım işler bu kadar, bundan daha fazlasını yapamam’ deme şansınız yok. Pandemi süresince sosyal hizmetleri ön plana çıkaran projelere ağırlık verdik. Gıdaya erişim konusunda sorun yaşayan vatandaşlarımıza gıda kolileri ulaştırdık. Yüz binlerce paket sıcak yemeği ailelerimizin evlerine kadar götürdük” dedi. Göreve gelir gelmez mali disiplini sağladıklarının, tasarruf tedbirlerini artırdıklarının altını çizen Başkan Seçer, şöyle devam etti:
“Böylece israfın önüne geçtik. Bu da vatandaşımızın belediye imkanlarından daha fazla yararlanmasını sağladı. Örneğin 2017’de yapılan bir katlı kavşakla, yakın özelliklere sahip Sevgi Katlı Kavşağı’nın ihale maliyetleri… 2017 yılında dolar kuru 3 lira 54 kuruş. Bizim ihaleyi yaptığımız gün dolar kuru 7 lira 67 kuruş. TL cinsinden söylüyorum, o dönemde aynı emsalde yapılan katlı kavşağın belediyeye maliyeti 64 milyon 534 bin lira. Oysa Sevgi Kavşağı’nın belediyeye maliyeti 44 milyon 494 bin lira. Arada 20 milyon lira fark var. Üstelik bizim dönemde yapılan ihalede döviz kuru daha yüksek olmasına rağmen. Bir başka örnek daha vereyim, akaryakıtın alım yönteminde yaptığımız değişiklikle, sadece bu kalemde yıllık 20 milyon liraya yakın para belediyemizin kasasında kaldı. İsrafı önlemeye devam edeceğiz.”
Seçer, şöyle konuştu: “Mersin, Türkiye’ye verdiğini geri alamayan bir kent. Çünkü en çok vergi ödeyen ilk 7 il arasında. Ancak vergiler kente yatırım olarak dönmüyor. Bu adaletsizliktir. Böyle olduğu için gelir dağılımda adaletsizlik yaşanıyor. Yatırımın olmadığı veya çok az olduğu yerde işsizlik de artar. Bu da o kentin insanlarını yardıma muhtaç hale getirir. Sosyal belediyecilik elbette ilkemiz, fakat asıl amacımız insanları yardımlara muhtaç etmeyecek bir gelecek inşa etmek.”