KİM DAHA MARJİNAL? BEN, SEN, O, BİZ , SİZ, ONLAR! KİM?

KİM DAHA MARJİNAL? BEN, SEN, O, BİZ , SİZ, ONLAR! KİM?

Merhaba güzel kalpli dostlarım… Sizinle yeniden kucaklaşmak şahane! Yep yeni bir zamandan selam, saygı ve sevgilerimi iletiyorum…
***
Bir kelimenin anlamını öğrenmek için eski zamanlarda sözlüğü ya da ansiklopediyi açıp bakardık. Şimdilerde GOOGLE – Arama Motoru’na yazıyoruz ve anında öğreniyoruz ne olduğunu. Ben de Arama Motor’una “marjinal” yazdım. Kelime anlamı şöyleydi: Toplumda türdeş bir kümenin içine girmeyen, onun en ucunda yer alan aykırı kimse. 🙂
***
Dünya görüşüm ve mesleğim gereği günlük yaşantımda da Türkçe Kelime’ler kullanmayı tercih ederim. O yüzden bu Türkçe olmayan “marjinal” kelimesinin yerine “aykırı” kelimesini kullanacağım.
***
Evet! Kim kime neden “aykırı” demiş olabilir sizce? Peki “aykırı” olmak suç mu? Ya da günah mı? Şayet “aykırı” isen bunun kime ne zararı var? Toplumun dayattığı kurallar doğrultusunda olmak zorunda değil insanlar! Üstelik hep savunduğum bir tez vardır: Büyük insanlar fikirlerle, küçük insanlar insanlarla uğraşır! Tabi bu “aykırı” sözünü fikremi yoksa kişiye mi söylendi orası bilinmez.
***
Neyse!
Biliyorsunuz ki; Büyükşehir Belediye Meclisi sıkça olağan üstü toplanır oldu. Salı günü de ikinci kez olağan üstü toplanan Meclis’te adeta inat edercesine kararımızın arkasındayız diyen Meclis Üyeleri vardı. Bu seçilmiş Cumhur İttifakı’na mensup üyeler, daha önceki Meclis’lerde de ret oyu vermişti. Özellikle de Kadın ve Çocukları Şiddete Karşı Koruma’ya yönelik BARO ile imzalanacak protokol için ret üstüne ret verildiği yetmezmiş gibi, bir de BARO Başkanı’na “marjinal” pardon “aykırı” dendi! Nesi aykırıydı ki Başkan Bey’in? Kadınları, çocukları savunup, koruması mı? Mağdurun korunması neden bu kadar abuk geliyor acaba sayın üyelere? Bu konu hakkında sayfalarca yazsam anlatamam, siz de okusanız da, anlasanız da asla inanamazsınız işin açığı sevgili dostlarım! Koskoca bir ilçeye Belediye Başkanı olmuş, arkasında kitleler sürüklemiş Sayın Başkan’a, “marjinal” diye pardon “aykırı” diye BARO Başkanı’na ithamda bulunmasını hiç yakıştıramadım. Üstelik kendisi de bir hukukçuyken… Ki; bence BARO Başkanı Sayın Bilgin Yeşilboğaz, gurur duysun hizmete dur ya da ret diyen zihniyetle aynı fikirde olmadığı, onlardan farklı olduğu, “aykırı” olduğu, hatta Toroslar Belediye Başkanı’nın söylemiyle “marjinal” olduğu için!
***
“Hizmete dur!”
“Hizmete ret!” demişken…
Yine Cumhur İttifakı Üyeler tarafından borçlanma yetkisi verilmedi Sayın Vahap Seçer’e! Ve ben artık şuna inandım; amaçları tamamen Sayın Seçer’in elini, kolunu bağlamak! Hani mahalle ağzıyla “gıcıklığına evet demedim” der gibi bir şey oldu bu… Sizler; kentimiz için “evet” demeliydiniz, CHP için değil, CHP’li Belediye Başkanı için değil! Mersin için, bizim için “evet” demeliydiniz.
Ama yapmadınız! Ağzım açık bir şekilde izledim oturumu! Peki soruyorum:
-Şimdi Sayın Seçer mi kaybetti? Hayır! Asla! Ne yazık ki; Mersin kaybetti! Mersin’e ihanet ediyorsunuz benden söylemesi! Büyükşehir Belediye Başkanı yapacaktı, yaptırmadı oluyorsunuz! Bence biraz daha uzlaşmacı tavır sergilemenizde fayda var.
***
Yine de; tüm olumsuzluklara rağmen, “siz yetki verseniz de, vermeseniz de ben vatandaşlarıma verdiğim sözü tutacağım.” dedi Vahap Başkan! Ve siz; bunun zor olduğunu, her geçen gün faiz oranlarının artıp, belediyenin kendi imkanlarıyla yapmasının kamu zararına olduğunu bile bile sustunuz! Ret oyu verdiniz! Cumhur İttifak’lı üyeler, Sayın Vahap Seçer’i yarı yolda bırakarak, kente hizmetten çok, ağababalarının da dediği gibi “topal ördek” olacaklar mesajını verip, hizmete siyaseti dahil etti! Öyle ki; yıl içinde borçlanma yetkisi almayınca hizmetler, ertelendi, ötelendi, gecikti. Sanmayın ki vatandaş; Sayın Seçer’e cephe alır. Vatandaş; Cumhur İttifaklı Meclis Üyeleri “hayır” dedikleri için kente hizmet gelmediğini biliyor. Yazık ediyorsunuz Mersin’e yazık!
***
Geçtiğimiz dönem gergin, soğuk bir kent vardı hatırlarsanız! Bir Nisan’dan sonra vizyon geldi, renk geldi, gülümseme geldi diye sevinmiş, çeşitli mecralarda dile getirmiştim hatta. Seçmenin huzurlu kent olma hayalleri vardı çünkü. Mutlu kent olacaktık! Reddetmekten, “hayır” demekten, desteklememekten vaz geçerseniz başaracağız inşallah!
Seçmen bunu istiyor! İnanın!
***
Son olarak nokta koyup, sizinle kucaklaştığım köşeme veda etmeden önce; tarihin kente ihanet edenleri unutmayacağını söylemek istiyorum. Tarih Muhalif Meclis Üyeleri’ni hep “hizmete dur “dedi diye öfkeyle, üzüntüyle hatırlayacak! Hatta kalbi kelebek kadar narin olan ben bile…
Hoşçakalın okurlarım!
Bir başka sefere, bir başka zaman buluşmak üzere!
Bekleyin beni!
Kahveli ve keyifli okumalar…

Ezgi Demir

reklam
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?