MERSİN İÇİN DESTEK VAKTİ

MERSİN İÇİN DESTEK VAKTİ

Mersin depremzede yurttaşların nefes noktalarından biri. Hem dinamik hem de statik anlamda tercih edilebiliyor. Deprem riskinin az olduğu kentler arasında bulunması da Mersin’i bir adım öteye taşıyor depremzedeler için.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın ölümleri fıtrat ve kader kelimeleriyle betimlemesi gibi Mersin’in de fıtrat ve kaderinde göç var, yaşam var uzun yıllardır. Daha önce Güneydoğu’da yaşanan terör ile, ardından Suriye’de yaşanan savaşla göç alan Mersin’in şimdide baş etmesi gereken sismik bir göç var. Elbette işimiz kolay değil.
Bu göç dalgasının iki yönü var. Biri insani diğeri ise ekonomik. İnsani boyutunda Mersin bugüne kadar görev ve sorumluluğunu yerine getirdi. Sığınmacılar ve iç göç ile barışık yaşamasını bildi. Yani göçe entegre olan birkaç ilden biri Mersin.
Ne var ki işin ekonomik boyutu açısından durum hiç de iç açıcı değil. Bunu sadece ben demiyorum, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de diyor. Dün gece katıldığı bir canlı yayında Mersin’in depremden dolaylı da olsa büyük etki altında olduğunu, afet bölgesine dahil edilmesi gerektiğini söylüyor. Kesinlikle katılıyorum.
Terörden, savaştan, depremden etkilenen yurttaşların yaralarını sarmak için her defasında taşın altına elini sokan bir kentin belediye başkanına kulak vermek lazım. Türkiye’nin 5. Sırada vergi yükünü çeken fakat hizmetlerden, teşviklerden ve desteklerden aynı ölçüde yararlanamayan bir kentin sesini duymak lazım.
Seçer’in Mersin nüfusunun kayıtlı ve kayıt dışı sığınmacılar ve yaşanan depremden kente kalıcı olarak göç edeceği düşünülen yurttaşlarla birlikte neredeyse yüzde 40 oranında artacağını söylemesi üzerinde durulması gereken bir konu.
Bugüne kadar insani boyutlarda hiç kimsenin ayrımcı ve öteleyici bir tavır görmediği Mersin’e merkezi hükümetin artık daha önleyici ve daha ılımlı bakması gerekiyor. Buna Meclisteki Cumhur İttifakı üyelerinin de siyaseti bir kenara bırakarak destek vermesi, bu sıkıntılı süreci kentin lehine çevirecek bir atmosfere taşıması gerekiyor.
Seçer’in dikkat çektiği bir diğer konu da bazı kentlerin bu süreçte taşın altına elini koymaları. Başkan’ın özellikle İç Anadolu kentlerin idarecilerinin kentlerini bu göç dalgasına kapatmaları nedeniyle Mersin’e aşırı yükün binmesine işaret etmesi de çok doğru bir tespit. Merkezi hükümet burada bir planı ve stratejiyi devreye sokmalı. Mersin gibi bazı şehirlerin yükünü ya göçü kaydırarak ya da bu kentleri özel bir statüye kavuşturarak tedavi etmeli.

Aksi takdirde Mersin için zor günler kapıda..

reklam
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?