Sözcü yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşesinde Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın gazetecilere gönderdiği mektuba yer verdi.
HDP’ye ilişkin bazı eleştirilerde bulunan Saymaz, iktidarı da, “Apo övgüsünde geri kalmayan AK Partililer geçmişlerini silerken, HDP’liler yargılanıyor” diyerek eleştirdi.
Saymaz bugünkü yazısında Demirtaş’ın mektubundan anekdotlar aktardı.
“Demirtaş’ın ifade ettiği üzere HDP barışa katkı yapmak istiyorsa Esenyurt İlçe Örgütü’nün duvarındaki fotoğrafları elleriyle indirmeliydi. Hiçbir hukuk devleti Esenyurt’taki bu manzaraya izin vermez” eleştirisinde bulunan Saymaz, yazısının devamında da şunları kaydetti:
Eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, aralarında benim de bulunduğum gazeteci ve yorumculara bir mektup gönderdi. Demirtaş, eşi Başak hanım aracılığıyla yolladığı mektupta özeleştiri veriyor.
Diyor ki:
“Geçmişteki siyaset tarzımız, söylemimiz, pratiklerimiz konusunda özeleştirel yaklaşmak gerektiğine de samimiyetle inanıyorum.”
Demirtaş beş yıldır iftira ve kumpasa dayalı linç kampanyasına uğradığını savunuyor. Cumhurbaşkanlığı referandumunun kazanılabilmesi için tutuklandığını ileri süren Demirtaş, 2023’teki genel seçim öncesi de hedef alındıklarını iddia ediyor.
Demirtaş, şöyle konuşuyor:
“Beni ve HDP’yi terörist ilan edip kriminal hale getirerek, göstermelik bir yargılama sonucunda hükümlü pozisyonuna düşürerek ya da partiyi kapatarak muhalefet bloğunu iyice sıkıştırmak hedefleniyor. HDP’ye selam veren herkesi daha ağır bir saldırı dalgasına tabi tutarak terör destekçisi ilan etme kampanyasını üst boyuta taşıyacaklar.”
DAVUTOĞLU İLE 12 DAKİKA
Demirtaş, hakkındaki 21 suçlamaya yanıt veriyor.
Bunlardan ilki, 6 Ekim 2014’te HDP’nin Twitter hesabından paylaşılan sokağa çıkma çağrısına ilişkin…
O gece IŞİD’in Kobani ile Türkiye arasındaki Mürşitpınar Sınır Kapısı’nı ele geçirmesi ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yardım sözünü tutmaması üzerine tweet attıklarını savunan Demirtaş, “Tek kaygımız, AKP’yi protesto ettiğimiz için çözüm sürecindeki diyalog zemininin zedelenip zedelenmeyeceğiydi” diyor.
Tweet’ten sonra Davutoğlu ile 12 dakika telefonla görüştüğünü belirten Demirtaş,”Ne dediğini, arzu ederse açıklar” diye ekliyor. Demirtaş, bir gün sonra Erdoğan’ın “Kobani düştü düşecek” demesi üzerine şiddet yaşandığını iddia ediyor.
APO’NUN HEYKELİ
Demirtaş, 13 Aralık 2012’de sarf ettiği “Apo’nun heykelini dikeceğiz” sözüne değiniyor. Bu sözleri söylediği gün Erdoğan’ın elinde Öcalan tarafından gönderilen ve çözüm sürecini başlatan iki mektubun bulunduğunu belirterek, “Bu mektuplar üzerine zaten kısa süre sonra da çözüm süreci başladı” diyor.
Demirtaş, şunları söylüyor:
“Hem mektuptan, hem Erdoğan’ın mektuba verdiği cevaptan haberdardım. Ankara’da şu konuşuluyordu: Barışı gerçekleştirecek olanların heykeli dikilecek. İsmini söylemeyim ama bende o anda çağrışım yaptıran şey, hükümet yetkilisinin kullandığı cümledir.”
ESENYURT SON OLSUN
Demirtaş’ın ifade ettiği üzere HDP barışa katkı yapmak istiyorsa Esenyurt İlçe Örgütü’nün duvarındaki fotoğrafları elleriyle indirmeliydi. Hiçbir hukuk devleti Esenyurt’taki bu manzaraya izin vermez.
Aynı şekilde, HDP’nin 6 Ekim 2014’teki tweeti büyük bir sorumsuzluktur.
Ayrıca terör örgütü liderine yönelik övgü Çözüm Süreci ile izah edilemez. Kaldı ki, AK Parti ile PKK arasında kapı arkası ‘diplomasisi’ ile yürütülen Çözüm Süreci, 2 yıl içinde kanlı bir çözümsüzlüğe evrilmişti.
Apo övgüsünde geri kalmayan AK Partililer geçmişlerini silerken, HDP’liler yargılanıyor.
Dün PKK’lıları karşılamak için Habur’a taşınan mahkeme de, yedi yıl önceki 6-8 Ekim Olayları’na siyasi iklim öyle gerektirdiği için bugün açılan davada yargının siyasallaştığının kanıtıdır.
Türkiye, Selahattin Demirtaş Davası’nda hukuk devleti olmanın gereğini yapmalı ve AHİM’in kararını uygulamalıdır.