Mersin’deki ‘Büyük Nakliyeci Buluşması’ programı kapsamında nakliyeciler ve kamyon şoförleriyle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kamyoncu esnafının sorunlarını dinledi ve partisinin projelerini anlattı.
Seslerinin daha gür çıkması için nakliyecilerin bir çatı örgütüne ihtiyacı olduğu önerisinde bulunan ve o zaman her siyasetçinin nakliyecileri dinlemek zorunda olacağına vurgu yapan CHP liderinin konuşmalarından satır başları şöyle:
“Uluslararası nakliyeciler var, kendilerine göre bir çatı örgütü oluşturmuşlar. Aynı zamanda sağlıklı çalışma iklimine ihtiyacınız var. Bunu da sağlamamız lazım. Araç muayene ücretleri oluyor; rakamlar açıklanıyor, hep beraber şikayet ediyorsunuz, sonunda götürüp parayı ödüyorsunuz, para ödedikten sonra şikayetler bitiyor ve başka bir sorun çıkıyor ondan şikayet etmeye başlıyorsunuz.
“İkincisi bu sektörün Avrupa’daki sektörle rekabet etmesi lazım. Sağlıklı bir rekabet zincirinin oluşturulması lazım. Avrupa’da taşımacılık yapanlara her türlü imkan sağlanıyor ama biz size sağlayamıyoruz. Sağlayamadığımız için sorun çıkıyor. Rekabet etmekte zorlanıyorsunuz. Bu rekabetin sağlanması lazım. Bunlardan bir tanesi hurda desteğidir. 20 yıl aracı kullandınız, satıp yeni bir araç alacaksınız, size hurda desteği verilmesi lazım ki, aracınızı daha rahat yenileyin.
Bir sürü para ödüyorsunuz, K-1 belgesi alıyorsunuz. Yolcu taşımacılığında bunu devredebiliyor ve satabiliyorsunuz ama TIR’a gelince satamıyorsunuz. Niye satamıyorsunuz? Niye böyle bir engel çıkarılıyor karşınıza? Bu engelinde kalkması lazım.
Herhangi bir kişi ister Mersin’de, Adana’da, Hakkari’de, İstanbul’da, ister Trabzon’da taksi plakası alamaz. Ama sizin işinizi yapmak için hiçbir tahdit yok, paranız varsa gider kamyonunuzu alırsınız ve çalışmaya başlarsınız. Sizin plakanızın değerli olması lazım. Nasıl taksi plakası değerliyse TIR plakasının da kamyon plakasının da değerli olması lazım. Her önüne gelen kamyonu alıp çalışacak… Olmaz! bu o kadar basit bir meslek olmamalı. Bu mesleğe girenler yıllarını aylarını veriyorlar.
Türkiye genelinde 670 bini aşan nakliyecimiz var. Sizin sahibiniz kim, sahipsiz bir sektör. Koşarsınız acaba bir bakanı, cumhurbaşkanını bulup da ‘derdimizi anlatabilir miyiz’ diye. Sahibiniz, derdinizi anlatacak yer yok. Bir sürü bakanlık var. Ne yapıyorlar? 25 milyar dolarlık ekonomiye katkınız var sizin. 25 milyar dolar katkı veriyorsunuz ama bazı arkadaşlarınızın devletten KDV alacağı var. Bu alacağı almanız lazım. Zamanında vermiyorsa devletin size faiz ödemesi lazım. Siz vergiyi biraz geç ödeyin, bakın nasıl gecikme zammı uygulanıyor. Sizin de alacağınıza gecikme zammı uygulanması lazım.
Bu mesleğe itibar kazandırmamız lazım. Bu mesleğin cazip bir jale getirilmesi lazım. Bakın İngiltere’de sorun yaşanıyor. TIR’lara kamyonlara şoför bulamıyorlar. Yakında aynı sorunu siz de yaşayacaksınız. İyi yetişmiş bir şoföre herkesin ihtiyacı var. Acaba var olan iktidar bunun geleceğini düşünüyor mu? Otobüs, TIR, kamyon şoförünü nasıl yetiştirecek? Bunun bir okulu olacak mı? Üniversitelerde böyle alanlar olacak mı? Üniversiteden mezun olacak, stajını yapacak…”
Avrupa Birliği (AB) ile aramızda bir sürü sorun var. ‘Motor emisyon standartlarına uymuyorlar’ diye. Bu şimdilik karşılaştığımız basit bir sorun olarak görülebilir ama önümüzdeki süreçte çok daha ağı olacak. Belki sizin araçlarınızı sokmayacaklar Avrupa’ya, belki daha ağır vergiler alacaklar. Hükümetin ne yapması lazım? Bu standartlara uygun araçlar imal etmesi lazım. Bunun için teşvik vermesi lazım. Siz de araçlarınızı yenilerken, motor emisyon standartlarının Avrupa Birliği ile uyum içerisinde olması lazım. Ülkeyi yöneten yönetici, 10,20,30 yıl sonra dünyada ne olacak bunu bilemezse ülkeyi yönetemez.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün raporları var herkes ona uyuyor. 9 saat çalışacaksın, 12 saat dinleneceksin. Avrupalı bunu gayet güzel yapıyor. Size böyle bir imkan sağlandı mı? Siz vergi vermiyor musunuz? Gelir vergisi, kurumlar vergisi, katma değer vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, ÖTV, mazot alırken vergi veriyorsunuz. Niye bu imkan size sağlanmıyor? Çünkü sizin sahibiniz yok…
Bazı köprü ve otoyollardaki yüksek ücretlerden bahseden Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde bu yolları kamulaştıracaklarını anlattı. Nakliyecilere mazot desteği verilmesi ve kilometre başına asgari fiyat tarifinin uygulanmasının şart olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, küçük ve orta ölçekli işletmelere sağlanan kolaylıklar ile desteklemelerin, nakliyecilere de verilmesini istedi.
Nakliyecilerin 6 türde sigorta ödediğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, Avrupa’da bu karmaşıklığın tek kaleme düşürüldüğünü anlattı.
Oylara değil, dertlere ve sorunlara talip olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Siz belki bu mesleğe girmeden önce bu sorunlar vardı. Mesleği neredeyse bırakıp emekli olacaksınız, yine bu sorunlar var ama çözülmüyor. Oysa 1 yıl içerisinde bu sorunların tamamı çözülür” dedi.
”Bir Deli Dumrul hikayesi yaşıyoruz hep beraber Türkiye’de… Otoyollar, köprüler, tüneller yapıyorlar gayet güzel. İhtiyaç varsa yapın. Ama bunları kaça yapıyorsunuz ve ne kadar garanti veriyorsunuz? Yap-işlet-devret modeliyle yapılan bu yapılar yap-işlet-üstüne para al, olağanüstü para elde ettikten sonra da devlete ver oldu. Hem balı var, hem kaymağı var. Şimdi sizi o yollardan geçmeye mecbur kılıyor. Avro, dolar üzerinden par alıyorlar. Kaça yapıldığını sorduğumuzda ‘ticari sır’ diyorlar. İktidar olduğumuzda bu yolların tamamını kamulaştıracağız, uçuk rakamlar, soygun düzeni olmayacak.
Kimseyi mağdur etmeyeceğiz, yolun kaça yapıldığını maliyetini çıkartıp, üzerine makul bir fiyat koyup yolu, köprüyü alacağız.
ÖTV ve KDV’siz akaryakıt alıyorsunuz gümrüklerden. Ama şimdi sınır kapılarında para alınıyor. Dava bile açamıyoruz. ‘Dava açsam başım belaya girer mi, birisi gelir kamyonuma el koyar mı?’ diyorsunuz.
Avrupa’da 12 ton ve daha fazla yük taşıyanlara mazot desteği veriliyor ama size verilmiyor. Peki nasıl rekabet edeceksiniz? Onlar destek görürken bizim hükümet neden köstek oluyor? Onlar hangi desteği veriyorsa bizim de en az o desteği vermemiz lazım ki rekabette eşitlenelim. Ayrıca siz esnafsınız. KOSGEB var ama yararlanamıyorsunuz.”
Dış politikaya da değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Aynı zamanda dış politikada çok ciddi sorunlar var. İktidar olduğumuzda Suriye, Mısır ile hemen barışacak, karşılıklı büyükelçiler açacağız. Yolların tamamını trafiğe açacağız. Dış politikada kavgayı değil barışı önceleyeceğiz. Türki Cumhuriyetlerinde karşılaştığınızı sorunları da biliyorum. Azerbaycan’ın bizden ekstra para aldığını biliyorum. Peki bunlar olurken bu hükümet neden uykuda? Neden müdahale etmiyor? İki devlet bir milletsek bizim tırlara neden farklı muamele ediyorsunuz? Bir telefona bakar.
Siz 6 farklı sigorta ödüyorsunuz. Avrupalı ise bir sigorta ödüyor. Karayollarında 17 farklı yönetmelik var. Bunların değişmesi lazım. Çevre ile ilgili toplumsal duyarlılık çerçevesinde hareket edilmeli.
Çantada keklik olarak görüldüğünüz sürece sizin sorunlarınız çözülmez. Açık ve net konuşacağım, birbirimizi kandırmayalım. Bütün bu sorunların çözülmesi için oyunumuzun rengini değiştirmek için. Ben sizin oyunuza talip değilim, ben sizin dertlerinize, sorunlarınıza talibim.
Sorunlarınız belli, hepsi çözülecek türden. Türkiye açısından çok büyük bir potansiyelsiniz. Olağanüstü avantajlar sağlandığı takdirde, Türkiye’yi dövize boğarsınız. Bu coğrafya hem sizin hem Türkiye’nin kazanmasına uygun. Çok daha hızlı, çok daha güçlü bir şekilde büyüyebiliriz. Yeter ki bu sorunlar çözülsün. Bunların çözülmesi için de 5-10 yıl beklemeye gerek yok. Bir yıl içinde çözülmesi mümkün. Sormanız lazım, bu ülkede dış işleri, ulaştırma bakanları ne yapıyor? Moralinizi bozmayın, tereyağından kıl çeker gibi tüm sorunları çözeceğiz.”