CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV’den İsmail Küçükkaya‘nın sunduğu Çalar Saat programına konuk oldu.
Burada açıklamalarda bulunan CHP lideri özetle şunları kaydetti:
“Örgütlendiğiniz zaman daha güçlü hale gelebilirsiniz diye bina görevlilerini örgütlenmeye çağırdık. Taşeron işçilerini bütün süreç içinde önce dernek kurup örgütlenmelerini istedik, sonra bu işçilerin büyük bir kısmı haklarını aldılar. Apartman görevlileri için de bunların yapılması lazım. Covid-19 sürecinde doğrudan doğruya riskle onlar karşı karşıyalar.”
“Bir şekliyle bizim ürettiğimiz politikalardan memnun olduklarını söylediler. Çünkü biz toplumun her kesimine dokunmak, sorunlarına çözüm üretmek için çaba gösterdik. Bunların bir kısmı uygulandı, bir kısmı uygulanmadı ama herkes şunu gördü, CHP alanda.
“En rahat yönetilen kurum devlet kurumudur. Daha doğusu şöyle söyleyeyim; en rahat yönetilebilecek kurum devlet yönetimidir. En iyi yönetici kendisine en az ihtiyaç duyulan yöneticidir.”
Cumhurbaşkanı sizi çağırsa, ona ne söylerdiniz ilk?) Önce gergin olmamasını,i toplumun her kesimini kucaklamasını, arada bir vatandaşlarla oturup konuşmasını. STK’lar arasında ayımcılık yapmamasını, ekonomik sosyal konseyini hemen harekete geçirmesi gerektiğini, çiftçilerin gerçekten çok ferdi var, onları dinlemesini. Arada siyasi parti liderlerini davet edip onların düşüncelerini almasını. Kendisinin parti başkanlığından istifa etmesini,tarafsızlık ilkesi içinde bütün siyasi partilere eşit mesafede olması gerektiğini söylerdim.”
“(Dilipak’ın düşüncelerine ilişkin olarak) Kesinlikle öyle devleti yönetecekseniz, ilke çok önemlidir.i Bugün adalet Türkiye’de var mıdır? diye yapılan anketlerde yeterli olmadığı söyleniyor. Hiç yok bence. Olsa adalet yürüyüşü yapar mıydık biz? Siz adaletsizliği beslerseniz o zaman ülkeyi yönetemezsiniz. Eğer bir siyasetçi adaleti kendi yönetim anlayışını birincil noktasına koymuyorsa asla başarılı olamaz.”
“Covid-19 süreci çok başarılı yönetilebilirdi. Var olan kaynaklar doğru bir şekilde kullanılabilirdi. Özveride bulunması gereken kişiler gerçek anlamda özveride bulunabilirdi. ”
“Ekonomide ilk yapacağımız iş savurganlığın önünü kesmek. Bülent Arınç’ın önemli bir açıklaması var. Bursa AK Parti il toplantısında Arınç, ‘İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz. 13 yıllık iktidarımızın altın yazılarla başarıyla doludur. Ama israf konusunda kalbimiz kırıktır’ diyor. İsrafın önünü kesmek çok önemli.”
“Yeni bir bütçe, Covid-19 süreci yeni başladı. siz yüz binlerce insanın dükkanını kapattınız. Yeni bir bütçe getirmeliler. Orta vadeli bütçe yenilenmeli. (Kaynak nasıl yaratırsınız?) Türkiye zengin bir ülke. Türkiye’de kaynak da var. Gerekirse Türkiye daha düşük bedellerle borçlanabilir. Türkiye’nin bereketli toprakları, çalışan insanları var. EN büyük kaynak gençlerimiz. İstihdamı devleti yönetenler yaratacak. İşsizlik var. Bir evde anne, baba, çocuk işsiz. Aynı odada birbirlerinin yüzüne bakamıyorlar. Çözüm; istihdam yaratacaklar. Sağlıkta istihdam boşluğu olmaz. 100 bin hemşire var, atama bekliyorlar. Sosyal güvenlikte hâlâ boşluk var. Eğitimde ciddi boşluğumuz var. 20 bin öğretmenin kurası çekildi ama imzayı henüz atmadılar. Tasarrufu yapa yapa 20 bin öğretmen maaşından mı yapacaksınız! Engelli kadroları niye boş neden doldurulmuyor. Engelliden de tasarruf yapıyorlar. Tarım alanında, çiftçilere bakıyorsunuz, yaş ortalaması 65 yaş. Ziraat mühendisleri, veterinerler var. Bütün bunları düşünün hepsinin çalıştığını düşünün. Türkiye’nin saman, ayçiçeği ithal etmediğini düşünün.
Şöyle mi anlamalıyım, bu iktidarın öncelikleri mi hatalı?) Hangi hatadan söz edelim İsmail Bey. Bu ülkede devlet planlama teşkilatı vardı. Niye kapadılar bu teşkilatı. Devlet planlama teşkilatı öncelikleri belirler. Nedir benim önceliğim? Beş tane müteahhide para kazandırmak mı, çocukların yatağa karşı aç girmemesi mi? Şunu yapmamız lazım; devlet yönetiminde aklı, birikimi, liyakati egemen kılmamız lazım.”
“(Ahmet Davutoğlu’nun ‘Mehmet Dişli’ açıklamasına ilişkin) Her şey açık. MİT üstüne düşen görevi yapmış. Son gece ne olduysa görevinde kalıyor ama. Bu işin başında ben değilim, başbakan da değil, kim olabilir bu güç, Cumhurbaşkanı. Sormak lazım. (Genel Kurmay da demiş olabilir) Başbakan istiyorsa askerler onu söyleyemez. Rapor da gayet açık. Her Milli Güvenlik Kurumu toplantısına MİT FETÖ ile ilgili rapor sunar. MİT ordudaki FETÖ unsurlarını da yakından takip ediyor, bunu gösteriyor. MİT Başkanı ve dönemin genel kurmay başkanı neden mecliste kurulan 15 Temmuz darbe komisyonuna gelmediler. Erdoğan neden buna izin vermediler. Zaman içinde bu olayın bütün ayrıntıları ortaya çıkacaktır.”
“(Ali Babacan’ın İş Bankası anısı) O bankadan bir gelirimiz yok. Atatürk’ün vasiyeti var. Onun gereğini yerine getiriyoruz. İş Bankası’nın iç işlerine hiç karışmayız. Atanan 4 görevlimize de iç işlere karışmayacaklarını söyleriz. Verilecek krediler için uygun görüp görmediğinizi ifade edersiniz. İş Bankası’nın kendine özgü bir durumu var. Onu siyasete taşımamak lazım. BDDK zaten 24 saat denetleyebiliyor. Neden İş Bankası? Hep darbe dönemlerinde olmuştur bu. Şimdi de sivil darbe yaşıyoruz. Onlar şunu tahrik etmek istiyorlar, CHP sokağa çıksın istiyorlar. Hukuk! ”
“(Ne demek ‘Bizi sokağa çekmek istiyorlar’ demek?) CHP’yi her konuşamda bir şekilde suçluyor. Bazen ahlak sınırlarını da aşıyor. Biz bunlara sakin sakin cevap veriyor. Kaymakamın koruması elinde ilah, mermiyi namluya veriyor, kim suçlu burada. Bu videoyu gizlediler ama biz bulduk. Gençli kolları ne yaptı?”
“(İzmir’deki Çav Bella olayı) Bizim eski bir partilimizi aldılar tutukladılar. Kardeşim bunu kim yaptıysa gidip bulmuyorsun dedim. Bu kesinlikle provokasyon. Bizim İzmir Gençlik Kollarımız gitti duvarları bakımsız olan bir camiyi boyadılar. Bir akıl tutulması var. Gideceğini görüyor beyefendi. CHP’yi nasıl geriletirim diyor. ”
“Seçime gidip gitmeyeceğimize Erdoğan ve Bahçeli karar verir. Parlamentonun vesayet altında olduğunu söyleyeyim. Parlamento AKP ve MHP’nin vesayeti altında. Ya Erdoğan erken seçime gider ya da Bahçeli ortaklığı bozup gider. Sayın Bahçeli de “Ben bunlardan bıktım, ekonominin hali ortada” der erken seçim ister. Biz zaten hazırız. Seçim bildirgemiz dahil olmak üzere seçime hazırız. Biz alanlardayız zaten. Her şeyimiz hazır. Karar alırlar almazlar onların bileceği iş.
“Covid-19’le ilgili en mükemmel ve ilk raporu yazan biziz. Bizden sonra AKP de yazdı. Her şeyimiz hazır, erken seçim konusunda hiçbir tereddütümüz yok. Ama hedefimiz bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi, huzuru getirmek. Düşünüyorlar, seçim kanunundaki değişikliği de onun için getirmeye çalışıyorlar.”
“İyi Parti için demokrasiye kumpas kurdular. Ekrem İmamoğlu’na da kumpas kuruldu. Biz ikisini de bozduk. Şimdi Davutoğlu ve Babacan’a da kumpas kurmak istiyorlar. Biz bu kumpası da bozarız.”
“Eğer darbeci değilsen neden yüzde 10 seçim barajını kaldırmıyorsun? Eğer darbe yasalarını değiştirmiyorsanız, yeni kurulan partilerin Meclis’e gelmesini engelliyorsanız demokrasiye karşısınız. Darbeye karşı olan darbe hukukuna da karşı olur.”