ESAT DURAK “KOCAMAZ’ın PSİKOLOJİSİ…”

ESAT DURAK “KOCAMAZ’ın PSİKOLOJİSİ…”

Seversiniz sevmezsiniz, Burhanettin Kocamaz uzun yıllardır bu kentin en önemli siyasi aktörlerinden biri.

Mevcut konumu ise İYİ Parti’nin Genel İdare Kurulu üyesi yani Millet ittifakının bir parçası.
Ama zaman zaman eski bir belediye başkanı olarak kendini hatırlatıyor kamuoyuna..
İttifakının içinde yer alan bir parti’nin belediye başkanıyla halef salef ilişkisini belli aralıklarla gündeme taşıyor.
Son açıklamasıni okudum Sayın Kocamaz’ın.
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in son meclisteki bütçe görüşmelerindeki cümlelerine alınmış ve sosyal medyasında bir yazı kaleme almış
Hem de zehir zemberek bir yazı (!)
İfadeler hem ittifakın ruhunu zedeliyor, hem de sayın Seçer’in kişilik haklarının sınırlarını zorluyor maalesef.
Ve satırlarından haksızlık akıyor…
Neden mi ?
Dilim döndüğünce söyleyeyim.

Seçim döneminde kendisinin seçime giremeyisini neredeyse her toplantısında “siyasi bir suikast ” olarak nitelendiren Seçer’e söylüyor bu sözleri .

Seçildiğinin ilk yılında mecliste deyim yerindeyse Kocamaz’ın kellesini isteyen Cumhur ittifakına “ben devri sabık yaratmam” diyen Başkan Seçer’i hedef alıyor.

Bir önceki dönemde görev alan idari kadroları gözünü kırpmadan kapının önüne koyan Kocamaz, belki de kendi kadrosunun önemli bir kısmıyla çalışan, hatta zaman zaman kendi partisinin bile hışmına uğrayan Vahap Seçer’e yazıyor bunları.

Yine bir önceki donem kendisinin daire başkanı olan bir bürokratın yargılandığı elim bir konuyu, ağaç zehirleyen zihniyete büründürüyor ve Seçer’i yeniden gündeme taşıyor .

Sebep ne peki ?

Başkan Seçer’in geçmiş döneme yaptığı atıf ve eleştiri.
Yüksek faizler ve borç yükü.

Sayın Kocamaz’ın kendi gerçekleri dışında ülke gerçeklerini de anımsaması gerekiyor bu aşamada . Çünkü şu an konumlandığı parti bunu belki de en iyi yapan lidere sahip .
Kocamaz’ın, pandemi ve ağır ekonomik koşulların 3 buçuk yıllık bir belediye başkanının nasıl kamburu olduğunu en iyi anlayabilecek kişilerden biri olması gerekiyor aslında.
Yatırım maliyetlerinin fahiş oranlarda yükseldiğini, insanların betondan çok besine ihtiyaç duyduğunu ve belediyeciliğin yönünün değiştiğini görmesi gerekiyor.

Haaa kimse O’na neden borçlandınız da demiyor üstelik.
Geçmişten kaynaklı çok ciddi bir finans yükü ile karşı karşıya olduklarını ve bu konuda açmaza girdiklerini vurguluyor Başkan Seçer.

Göreve geldiğinde 100 lira bütçe, 100 lira da belediyenin borcu olduğunu, bugün 100 lira bütçenin, 22 lira borç olduğunu vurguluyor.
Dahası, borçlanma yetkisinin 250 milyon lira olmasına rağmen, bunun sadece 27 milyon lirasını borçlandığını anlatıp, “Ben bu kötülüğü Mersin halkına yapmadım, yapmam da. Bankalarla görüşme halindeyim. Eğer bana uygun faiz oranı vermezlerse, asla bugünün kötü mirasını yarın çocuklarımıza bırakmaya vicdanım razı olmaz” diyor.

Mesela, Seçer’i yerden yere vururken, Anamur’da ve Bozyazı’da sadece 8 aracın girdiği otogara harcanan milyonlarca lirayı da aynı vicdanı sorumlulukla sorgulaması gerekiyor Kocamaz’ın..

Ve içinde bulunduğu ittifakın bir parçası olan Başkan Seçer’in, meclisteki konuşmalarını ve ona yaşatılan atmosferi Seçer ‘in değil kendisinin bir kez daha izlemesi gerekiyor maalesef.

Gelelim işin psikolojik yönüne ve psikolog tavsiyesine ..

Bu ülke şartlarında ayırt etmeksizin hepimizin psikolojik desteğe ihtiyacı var.
Buna Seçer’e bu öneriyi yapan Kocamaz da dahil.

Sayın Kocamaz 2019’un Mart ayına kadar hep winner bir siyasetciydi.
Siyasette hiç kaybetmedi.
Tarsus’ta hep kazandı
Mersin’de 15 yıllık bir Macit Özcan dönemini bitirdi.
Aday olamadı ama yine kaybetmedi, kimine göre birilerine kaybettirdi,kimine göre birilerine kazandırdı..
Ne varki 31 Mart gecesi parlak siyasi yaşamında kazanma alışkanlığını kazanan Kocamaz hayatında ilk kez kaybetti.
Ardından Vahap Seçer’e başkanlık koltuğunu teslim etti.
Koltuğunu bile, kendi belediye başkanlığı döneminin Mersin için bir şans olduğunu anımsatan ” umarım boynuz kulağı geçer” cümlesi ile Seçer’e devretti.
Seçer bu sözler karşısında bile nezaketini korudu.
Sustu..
Ve Kocamaz dönemi kapandı.

Gözlemlerim o ki;
Siyasi arenada o güne kadar hiç bileği bükülmeyen Kocamaz , kaybetmenin yarattığı bu psikolojik travmayı hala içinde yaşıyor.
Onu, ittifakın bir parçası olmak bile durdurmuyor.
Ne yazık ki Seçer’i suçladığı kibir, ihtiras ve hırsa yenik düşüyor.

Kendisini tanıyan, siyasi kariyerine saygı duyan, kente kazandırdıklarıni alkıslamış ve hatalarını da eleştirmiş bir gazeteci olarak diyorum ki;

Artık bu kafayı değiştirmeli Kocamaz.
Ne cok şeyin değiştiğini kendisi de farkedecek.

reklam
Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?